İsrail Gazze’deki soykırımını sürdürüyor. Gazze Şeridi'nin en büyük tüp bebek merkezine saldıran İsrail, tek bir füzeyle 5 bin cana kıydı. Yaşanan tek seferlik bir patlamaydı, ancak çok büyük bir tahribata yol açtı ve katliamın gizli bedellerinden sadece biriydi.
İsrail, 2023 aralığında Gazze Şeridi’nin en büyük embriyo merkezi olan Al Basma IVF isimli doğum merkezini vurduğunda, büyük patlama sonucu embriyo ünitesinin bir köşesinde bulunan ve sıvı nitrojen içeren beş tankın kapakları yerinden söküldü.
Nitrojenin buharlaşmasıyla dolapların içindeki sıcaklık arttı ve 4 binden fazla embriyo ile henüz döllenmemiş binden fazla sperm ve yumurta örnekleri yok oldu.
Tek seferlik bir patlamaydı, ancak çok büyük bir tahribat oluştu.
Nitrojen tanklarındaki bu embriyolar, çocuk sahibi olmakta sorun yaşayan çok sayıda Filistinli çiftin son umuduydu.
İsrail'in yaklaşık 2,3 milyon insanın yaşadığı Gazze Şeridi'ne yönelik altı ayı aşkın bir süredir devam eden katliamının gizli bedellerinden sadece bir tanesiydi.
"TELEVİZYONLARI SATIP MERKEZE BAŞVURUYORLAR"
Cambridge mezunu jinekolog ve kadın doğum uzmanı Bahaddin Galayini, Al Basma Tüp Bebek Merkezi’ni 1997 yılında kurmuştu. Dr. Galayini, kurucusu olduğu Al Basma Tüp Bebek Merkezi’ni vurulmasıyla ilgili olarak “Bu 5 bin canın ne anlama geldiğini ve ebeveynleri için geçmişte ve gelecekte ne demek olduklarını çok iyi biliyoruz” sözlerini kullandı.
Merkeze başvuran çiftlerin en az yarısının, artık döllenebilir sperm ya da yumurta üretmeyecek durumda olmalarından dolayı çocuk sahibi olmak için başka bir şansları olmayacağını vurgulayan Dr. Galayini, “Kalbim milyonlarca parçaya bölündü” şeklinde konuştu.
Gazze Şeridi'ndeki yoksulluğa ve tüm imkansızlıklara rağmen gebe kalmakta zorlanan çiftlerin tüp bebek tedavisine başvurduklarını söyleyen Dr. Galayini, çiftlerin çocuk sahibi olabilmek için televizyon gibi ev eşyalarını ya da mücevherlerini satarak tedavi masraflarını karşıladıklarını ifade etti.
İsrail ordusunun basın ofisi Reuters'ın olayla ilgili sorusu üzerine sadece haberlerin araştırıldığı cevabını verdi.
Tel Aviv, Gazze’de sivil altyapıyı kasıtlı olarak hedef aldığı iddialarını reddederken Gazze’deki tıbbi tesislerde Hamas'ın faaliyet gösterdiğini öne sürüyor.
SABA'NIN SAVAŞA DENK GELEN HAMİLELİĞİ
32 yaşındaki Filistinli Saba Caferavi ve eşi, doğal yollardan çocuk sahibi olamadıkları için Gazze Şeridi'nde yaygın olarak başvurulan tüp bebek tedavisini denemeyi düşündüler.
Saba için üç yıl süren tüp bebek tedavisi aynı zamanda zor bir psikolojik sınavdı.
Yumurtalıklarından örnek alma süreci acı vericiydi ve hormon iğnelerinin ciddi yan etkileri olmuştu. İki kez tekrarlanan başarısız gebe kalma girişiminin sebep olduğu keder ise dayanılmazdı.
Geçen yıl eylül ayında ilk başarılı tüp bebek denemesinde gebeliği başlayan Saba, “7 Ekim saldırısında duyduğum haberlere inanamadım” açıklamasını yaptı.
Saba endişeliydi ve hamileliğine, bebeğine bir şey olmasından korkuyordu.
Saba, ultrasona giremezken Dr. Galayini, Saba için beş embriyonun daha saklandığı kliniğini kapatmak durumunda kaldı.
SALDIRILARIN ARASINDA KALAN EMBRİYOLAR
İsrail saldırıları arttıkça, merkezdeki uzmanlardan Muhammed Acur, bu beş embriyonun saklandığı tanktaki sıvı nitrojen seviyeleri hususunda endişelenmeye başladı.
Katliamın başlamasının ardından Acur, sadece bir parti sıvı nitrojen satın alabildi. Çünkü İsrail, Gazze'ye sağlanan elektriği ve giren yakıtı devre dışı bıraktı. Tedarikçilerin birçoğu iflas etti.
İsrail tankları geçtiğimiz ekim ayı sonlarında Gazze'ye girdiğinde, askerler tüp bebek merkezinin çevresindeki cadde ve sokakları kapattı. Bu sebeple Acur, embriyoların saklandığı tankları incelemeye gitmesi tehlikeli bir hâl aldı.
Saba son derece hassas olan gebeliğini koruyabilmek için dinlenmesi gerektiğini biliyordu ama güvenli hiçbir yer kalmamıştı. Korktuğu başına geldi ve maalesef bebeğini düşürdü.
Saba, savaşın son hızıyla devam ettiği Gazze’ye dönmek, dondurulmuş embriyolarını almak ve tekrar tüp bebek tedavisini denemek istiyordu, ama artık çok geçti.
İsrail, Saba'nın hem bebeğini hem de diğer ihtimallerini elinden almıştı.
“TEK BİR FÜZEYLE 5 BİN CANA KIYILDI"
Bir İsrail füzesinin hedef aldığı merkezin zemin kattaki embriyo laboratuvarının havaya uçtuğunu söyleyen Dr. Galayini, laboratuvarın kasıtlı olarak hedef alınıp alınmadığı bilinmediğini, ancak merkezdeki tüm embriyoların kaybedildiğini ifade ederek “Tek bir füzeyle 5 bin cana kıyıldı” dedi.
"TANKLARIN DİBİNDE EMBRİYO TÜPLERİ DURUYOR"
Bölgeden haber aktaran bir Reuters muhabiri, tüp bebek merkezinin halen enkaz halinde ve İsrail saldırısı sonucu tahrip olmuş laboratuvar malzemeleriyle dolu olduğunu, molozlar arasında kapakları açık halde sıvı nitrojen tankları gördüğünü belirtti. Muhabir, tanklardan birinin dibinde, yok edilen embriyoların olduğu küçük ve renkli cam tüplerle dolu bir sepetin olduğunu da ifadelerine ekledi.
Reuters
