Ankara 15. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, Irak uyruklu sanık Sabah Ali Hüseyin Oruç katılmadı. Mahkeme, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatının davaya taraf olma talebini bakanlığın çocukların korunmasına ilişkin yükümlülüğünün bulunduğu gerekçesiyle kabul etti. Mahkeme heyeti, duruşmada mağdur çocuğun teslim edildiği Ankara Çocuk Evi'nde görevli tanık K.A'yı dinledi.
Kız çocuğunun barındığı birimden sorumlu olduğunu ifade eden K.A, "Mağdur çocuğu kimse arayıp sormuyordu. Bir gün yanıma geldi, 'Ailemi çok özledim. Onlarla görüşmek istiyorum' dedi. Dosyasını inceledim. Olayları gördüm, anneye ulaştım. Anne bana 'Biz bu çocuğu Irak'ta evlat edindik' dedi" ifadelerini kullandı.
Çocuğun Ezidi olup olmadığını bilmediğini söyleyen K.A., "Yatılı izin için ev ortamını incelemeye gittim. Doğum günü fotoğrafları bulunan albümleri inceledim. Çocuk ailesiyle birlikte mutlu görünüyordu. Alıkonulmuş bir çocuk gibi değildi" dedi.
Mağdur çocuğu teslim etmek için annesini çağırdığını söyleyen tanık K.A., "Mağdur çocuğu teslim etmek için annesini çağırdım. Çocuk çok mutlu oldu. Çocuğu 2022 yılında teslim ettim. Çocuk ben gelmeden önce de buradaymış. 1 buçuk, 2 sene bizim kurumumuzda kaldı. İçe kapalı bir çocuktu. Kendisi bana geldi, ailesini bana anlattı. Teröre yönelik hiçbir durum yoktu. Ben eğer böyle bir şey sezsem aileye teslim etmezdim. Çocuğu buraya getirirseniz o da aynı şeyleri söyleyecektir" dedi.
Tanığın sözlerine salonda izleyici kısmında bulunan kişiler tepki gösterdi. Ara kararı açıklayan mahkeme, ilk duruşmaya da gelmeyen sanık Sabah Ali Hüseyin Oruç hakkında yakalama kararı çıkarılmasına hükmederek, duruşmayı 18 Ocak 2024'e erteledi.
Ankara Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin MİT ile sürdürdüğü çalışma neticesinde Musul'da DEAŞ içerisinde faaliyet gösterdiği tespit edilen Irak uyruklu Sabah Ali Hüseyin Oruç'un yasadışı yollarla Ankara'ya geldiği tespit edilmiş ve şahıs güvenlik güçlerince 24 Şubat 2021 tarihinde düzenlenen operasyonla yakalanmıştı. Yapılan operasyonda Oruç'un Irak'tan kaçırarak getirdiği 7 yaşındaki Ezidi bir kız çocuğu da kurtarılarak, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İl Müdürlüğü görevlilerine teslim edilmişti. Oruç'un Irak'ta 500 dolara satın aldığı kız çocuğunu sözde "ganimet" olarak yanında getirdiği ve Ankara'daki evde alıkoyduğu iddia edilmişti. Kız çocuğunun operasyon öncesinde derin internette yayınlanan fotoğraflı bir ilanla satışa çıkarıldığı da iddia edilmişti. Operasyonda Sabah Ali Hüseyin Oruç ile birlikte hareket ettiği bilgilerine ulaşılan N.H.R. de gözaltına alınmıştı. Sabah Ali Hüseyin Oruç, silahlı “terör örgütüne üye olma” suçundan Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandığı davada 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılırken, N.H.R. ise beraat etmişti. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Sabah Ali Hüseyin Oruç hakkında kız çocuğunun alıkonulmasıyla ilgili "insan ticareti yapma" suçundan 18 yıla kadar hapis ve 15 bin güne kadar adli para cezası talebiyle ayrı bir iddianame hazırlayarak dava açmıştı.
İddianamede, kız çocuğunun Sabah Ali Hüseyin Oruç'un kardeşi tarafından Irak'ta terör örgütü DEAŞ kontrolündeki bir yetimhaneden para karşılığı satın alındığı, şüphelinin kardeşinin ölümünün ardından mağdur çocuğu yetimhaneye geri vermediği veya Irak yetkili makamlarına teslim etmediği bilgisine yer verildi. Hazırlanan iddianamede, mağdur çocuğun hakkındaki koruma kararı kaldırılarak, "annesi" olarak görülen Saibe Adnan Halid Mula'ya teslim edildiği belirtildi.
İHA