Ankara Keçisi, 13. yüzyılda Türkler tarafından Hazar Denizi'nin doğusundan Ankara ve çevresine getirilen Ankara'nın beş beyaz simgesinden biri olarak bilinir. Bu keçi türü, İç Anadolu'nun iklimine uyum sağlayarak, tiftik özellikleriyle öne çıkmasıyla nam salmıştır. 

1838'e kadar sadece Anadolu'da yetiştirilen Ankara Keçisi, tiftik üretiminde Ankara'nın önemli bir gelir kaynağı oldu. 15. yüzyıldan itibaren Ankara'da güçlü bir tiftik dokuma sanayisi gelişmiş ve bu sanayi, 18. yüzyıla kadar Avrupa'da da talep gördü. Ancak 19. yüzyılda Ankara Keçisi'nin yurtdışına çıkarılmasıyla Ankara'nın tiftik üretimindeki tekeli de sona erdi. Bu keçi türünün kökeni konusunda, Türklerin Anadolu'ya göçleri sırasında getirdikleri ve İç Anadolu'nun iklimine uyum sağlayarak geliştiği görüşü en güçlü kanıt olarak kabul edilir.

SEÇKİNLER ARASINDA RAĞBET GÖRMÜŞ

Ankara Keçisi'nden elde edilen tiftik, özellikle "Ankara sofu" adı verilen değerli bir kumaşın üretiminde kullanılır. Bu kumaş, Osmanlı sarayı ve Avrupa'daki seçkinler arasında büyük rağbet görmüştür. 

Ankara Keçisi'nden elde edilen tiftik, yüzyıllar boyunca Anadolu'nun en değerli ürünlerinden biri olup 19. yüzyılın başlarına kadar yalnızca Türkiye’de yetiştirilen bu keçiden üretilen sof kumaşı, birçok gezgin ve bilim insanının dikkatini çekmiştir.

Kanuni Sultan Süleyman döneminde Osmanlı İmparatorluğu'nu ziyaret eden Avusturyalı elçi Ogier Ghiselin de Busbecq, Ankara yollarında karşılaştığı keçilerin ipek kadar ince ve parlak tüylerinin olduğunu vurgular. Bu keçilerin yalnızca yerel otlarla beslenmesinin tüylerinin kalitesine büyük katkı sağladığını belirten Busbecq, dikkat çekici tespitlerde bulunur.

Macar araştırmacı Hans Dernschwam ise 16. yüzyılın ortalarında yaptığı seyahatlerde, Ankara’da kadınların tiftikten iplik eğirip sof kumaşı ürettiklerini gözlemlemiş. Bu zengin tiftik kültürünün Ankara'yı önemli bir ticaret merkezi haline getirdiğini kaydeden Macar araştırmacının ifadeleri günümüzde dâhi çok önemlidir.

Koruma yasaları yapılaşmaya dönüştü: Ormanlar ve kıyılar tehdit altında! Koruma yasaları yapılaşmaya dönüştü: Ormanlar ve kıyılar tehdit altında!

DÜNYADA EŞİ YOK BENZERİ YOK

Ünlü seyyah Evliya Çelebi ise 1640’larda Ankara’yı ziyaret ettiğinde, Ankara Keçisi'nin dünyada eşi benzeri olmadığını söylemiş ve tiftik ipliğinden yapılan sof kumaşlarının Osmanlı padişahlarının tercih ettiği giysiler arasında olduğunu yazmış. Keçinin tüyünün kırkılmasının ipliği sertleştirdiğini, ancak yolunduğunda yumuşak ve değerli bir iplik elde edildiğini de eklemiştir.

Ankara’nın bütün ilçelerinde yetiştirilen Tiftik keçisi, özellikle Ayaş, Beypazarı, Güdül ve Nallıhan’da en verimli şekilde ürün veriyor. Türkiye dışında Güney Afrika, Birleşik Devletler, Kanada, Yeni Zelanda, Rusya, Arjantin ve Brezilya gibi ülkelerde de yetiştirilen bu keçi türü, Ankara’nın kültürel zenginliklerinden biri olarak öne çıkıyor.

Muhabir: TUĞBA AKKESEN