Türkiye Yapay Zekâ İnisiyatifi (TRAI), yapay zekâ (YZ) teknolojilerinin hızla geliştiği bir dönemde, etik ilkeler ve hukuki düzenlemelere odaklanan kapsamlı bir rapor yayımladı. "Yapay Zekâ Etik İlkeleri ve Hukuki Düzenlemeler Raporu", teknolojinin ekonomik ve toplumsal etkilerine ışık tutarken, işletmelere güvenilir ve sorumlu YZ geliştirme konusunda rehberlik etmeyi amaçlıyor.
Raporda, yapay zekânın global ekonomideki yükselişi ve günlük yaşama olan etkisi detaylı şekilde ele alınıyor. Sağlık, eğitim, finans ve eğlence gibi sektörlerde köklü değişimlere öncülük eden YZ’nin, stratejik bir gereklilik haline geldiği vurgulanıyor. Ancak bu dönüşüm, beraberinde önemli riskleri de getiriyor. Gartner’ın raporunda yer alan verilere göre 2026 yılına kadar işletmelerin %80’inden fazlası üretken yapay zekâ teknolojilerini aktif olarak kullanmaya başlayacak. Goldman Sachs’ın araştırması ise yapay zekânın küresel ekonomiye 7 trilyon dolarlık bir katkı sağlayacağını ve verimlilikte yıllık %1,5 artışa yol açabileceğini ortaya koyuyor.
ETİK KURALLARA DİKKAT ETMESİ BELİRTİLİYOR
Raporda, Avrupa Birliği’nin 2021 yılında önerdiği ve 2024’te onaylanan "AB Yapay Zekâ Yasası"na geniş yer veriliyor. Yasa, YZ uygulamalarında insan kontrolü, teknik sağlamlık, gizlilik, şeffaflık, adalet, toplumsal refah ve hesap verebilirlik gibi yedi temel etik ilkeye dayanıyor. TRAI, bu ilkelerin Türkiye’deki işletmeler için de rehber niteliğinde olduğunu ifade ediyor.
Raporda; Türkiye’deki işletmelerin, yapay zekâ uygulamalarını geliştirirken etik kuralları dikkate alması gerektiği belirtiliyor. Uzmanlar, kontrolsüz yapay zekâ kullanımının yalnızca maddi kayıplara değil, aynı zamanda işletmelerin güven ve itibar kaybına yol açabileceği konusunda uyarıyor.
TRAI’nin yayımladığı bu rapor, yalnızca teknolojinin gelişimini değil, aynı zamanda toplumsal faydayı da önceliklendiren bir yaklaşımı öne çıkarıyor. Türkiye’nin yapay zekâ alanında hem ekonomik hem de insani değerler açısından uluslararası ölçekte rekabet edebilir bir konuma gelmesi için iş dünyasının bu etik ve hukuki kılavuzlara hızla adapte olması gerektiği vurgulanıyor.