Türkiye’nin en gizemli ve etkileyici tarihi bölgelerinden biri olan Frig Vadisi Eskişehir, Kütahya, Afyonkarahisar ve Ankara’nın Polatlı ilçeleri arasında uzanıyor. Türkiye’nin ikinci Kapadokya’sı olarak anılan bu eşsiz vadi, 3 bin yıl önce Frig medeniyetine ev sahipliği yapmış. Tüf kayalara oyulmuş evler, anıt mezarlar, tapınaklar, kiliseler ve kalelerle dolu olan bu bölge, ziyaretçilerini adeta bir açık hava müzesinde gezintiye çıkarıyor. Frigler, M.Ö. 9'uncu yüzyılda Balkanlardan Anadolu’ya göç ederek bugün Frig Vadisi olarak bilinen topraklara yerleşmişlerdir. Afyonkarahisar’da Frig Vadisi hakkında bilgi veren Klavuz Rehberi Hasan Özpınar, Friglerin bu bölgeden Ankara’ya kadar uzanan geniş bir coğrafyada medeniyet kurduğunu ifade etti. Özpınar, özellikle Friglerin başkentinin, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Ankara’nın Polatlı ilçesindeki Gordion Antik Kenti olduğunun altını çizdi.
EZOP LA FONTAİNE İLHAM OLDU
Ancak Friglerin tarihsel mirası yalnızca kalıntılarla sınırlı değil; aynı zamanda kültürel mirasları da bu topraklardan dünyaya yayılmıştır. Özpınar, Frigler denilince akıllara gelen önemli bir figürün Ezop olduğunu belirtti. Ezop, hem Frig halkının hem de dünya kültürünün en tanınmış simgelerinden biri haline gelmiştir. Hayvanları konuşturarak insanlara önemli dersler veren ve özellikle fabl adı verilen kısa hikayelerle dikkat çeken Ezop, bu masallarla toplumsal öğretileri geniş kitlelere yaymıştır. Ezop’un masalları, M.Ö. 5. ve 6. yüzyıllarda bu topraklarda Frig halkı tarafından şekillendirilmiş, ancak onun adı yüzyıllar sonra daha geniş bir etki alanına ulaşmıştır. Frig halkının bıraktığı bu miras, özellikle 17. yüzyıl Fransız fabl yazarı Jean de La Fontaine'e ilham kaynağı olmuştur. La Fontaine, Ezop’un masallarını kendi dilinde yorumlayarak onlardan ilham almış ve bu masallarla Fransız edebiyatında önemli bir yer edinmiştir. Bugün, La Fontaine’in adıyla anılan fabl türü, Ezop’un mirasını yaşatmaya devam etmektedir.