Bahçeli’nin Abdullah Öcalan hakkında yaptığı bir açıklamanın gerekçe gösterildiği bu suç duyurusu, hem siyasi hem de hukuki bir tartışmayı yeniden gündeme taşıdı.
Suç duyurusunda, Bahçeli’nin Abdullah Öcalan hakkında kullandığı, “Terörist başı gelsin TBMM’de konuşsun, örgütün tamamen bittiğini haykırsın; bu adımı atarsa yasal düzenlemenin önü açılsın” ifadeleri temel alındı. Bu açıklamanın, “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak” ve “Te-rör örgütlerini meşru göstermek” suçlarını oluşturduğu iddia edildi.
Cumhuriyetçi Vatanseverler Partisi tarafından sunulan suç duyurusu dilekçesinde, Anayasa’nın 83. maddesi dayanak gösterilerek Bahçeli’nin ifadelerinin yasama dokunulmazlığı kapsamında değerlendirilemeyeceği savunuldu. Dilekçede şu ifadeler yer aldı:
“TBMM üyeleri, Meclis çalışmaları sırasındaki oy ve sözlerinden sorumlu tutulamaz. Ancak Bahçeli’nin ifadeleri Meclis dışı bir açıklama olup, yasama dokunulmazlığı kapsamına girmez.”
Suç duyurusu dilekçesinde, Bahçeli’nin açıklamalarının PKK ve lideri Abdullah Öcalan’ı meşrulaştırmaya yönelik olduğu ileri sürüldü. Ayrıca, bu ifadelerin Türkiye’nin güvenliği ve bütünlüğü açısından ciddi bir tehdit oluşturduğu belirtildi.
Cumhuriyetçi Vatanseverler Partisi, bu açıklamaların Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na aykırı olduğunu vurgularken, Bahçeli hakkında hukuki sürecin başlatılması talep edildi.
Bahçeli ve MHP kanadından konuya ilişkin herhangi bir açıklama yapılmazken, bu suç duyurusu siyasi arenada geniş yankı uyandırdı. Kamuoyunda Bahçeli’nin açıklamalarıyla ilgili tartışmalar sürerken, hukuki sürecin nasıl işleyeceği merakla bekleniyor.