Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un eşi Pervin Ersoy, kafe işletmelerinin başlattığı tartışmalı bir uygulamaya destek vererek sosyal medyada büyük tepkilere neden oldu. Ersoy, kafelere gelen müşterilerden ilk siparişlerinden sonra 30 dakika içinde yeni sipariş vermemeleri halinde kişi başı 50 TL ücret alınmasını "isabetli karar" olarak nitelendirdi. Ersoy'un bu yorumuna gerekçe olarak "Bütün gün masa işgal eden saygısızlar" ifadesini kullanması ise büyük öfke dalgalarına yol açtı.

Pervin Ersoy'un lüks yaşam algısını yansıtan bu paylaşımı, Türkiye'nin dört bir yanından vatandaşlardan ve özellikle de gençlerden sert eleştiriler aldı. Artan enflasyon, yüksek işsizlik ve geçim sıkıntısıyla boğuşan gençler, sosyalleşmek için bile para bulmakta zorlanırken, Bakan eşinin bu duyarsız tutumuna isyan etti.

"Ablamdan para alıp kahve içmeye geldim. 30 dakikada bir 50 TL ödeyemem. Bu çok vicdansızca" diyen üniversite öğrencisi Ayşe, Pervin Ersoy'un sözlerine adeta tokat gibi cevap verdi. Başka bir genç ise tepkisini daha sert bir dille dile getirerek, "Bakanın eşi bir kahveye 500 TL de verse fark etmez. Ama biz bir kahveyle saatlerce sohbet edemeyecek miyiz? Sohbet etmek bile lüks oldu" şeklinde konuştu. Sosyal medyada da #PervinErsoyHaddiniBil etiketiyle binlerce paylaşım yapılarak Ersoy'un istifası istendi.

Pervin Ersoy'un desteklediği "taksimetre kafe" uygulaması, bazı işletmeciler tarafından müşteri sirkülasyonunu artırmak ve artan maliyetleri karşılamak için bir çözüm olarak görülüyor.

Kafe sahipleri, uzun süre oturan müşteriler nedeniyle yeni gelenlere yer kalmadığını ve bu nedenle böyle bir uygulamaya geçtiklerini savunuyor. Ancak ekonomistler ve müşteri temsilcileri, bu uygulamanın uzun vadede kafe sektörüne büyük zarar vereceği ve müşteri kaybına yol açacağı uyarısında bulunuyor. Özellikle ekonomik kriz döneminde müşteri memnuniyetinin ve sadakatinin her zamankinden daha önemli olduğuna vurgu yapılıyor.

Pervin Ersoy'un tartışmalı paylaşımı ve "taksimetre kafe" uygulaması, Türkiye'de sosyal hayatın ve ekonomik krizin acı gerçeklerini bir kez daha gözler önüne serdi.