İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Ekrem İmamoğlu'nun da aralarında bulunduğu çok sayıda kişi hakkında gözaltı kararı vermesi ve İmamoğlu'nun dün sabah saatlerinde gözaltına alınması geniş yankı uyandırmıştı.
Yakın zamanda kalp ameliyatı geçiren MHP lideri Devlet Bahçeli, İmamoğlu'nun gözaltına alınmasıyla ilgili dün yaptığı açıklamada, "İBB Başkanı hakkında yapılan adli tasarrufu sabır ve sağduyuyla karşılamak, hukukun vereceği her türlü karara saygıyla yaklaşmak, ortak sorumluluk olmalı" ifadelerini kullanmıştı. Bahçeli, Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu vurgulamıştı.
Ancak, İmamoğlu'nun gözaltı süreciyle ilgili yeni bilgiler ve gelişmeler yaşanmasına rağmen, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'den 24 saati aşkın süredir herhangi bir yeni açıklama gelmedi. Bu sessizlik, siyasi kulislerde farklı yorumlara neden oldu.
MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin, İBB Başkanı İmamoğlu'nun gözaltına alınmasına ilişkin dün yaptığı açıklamaların tam metni şu şekildeydi:
"Milli dayanışma ve adalet ölçüleri, her muamele ve müdahalenin belirleyici amilidir. Hukuki, insani ve inanç temelinde her insan eşittir. Görevi, makamı ve mevkisi ne olursa olsun normlar kümesinde herkesin eşit hak ve yükümlülükleri vardır. Hiç kimse ayrımcılığa, ayrıştırmaya maruz bırakılamayacağı gibi ideolojik, politik ve ekonomik üstünlüğe ya da imtiyazlı bir ayrıcalığa sahip değildir. Türk yargısı bağımsız, tarafsız ve objektiftir. Kanunen suç kabul edilen, takip ve tecziyesi gereken, bu çerçevede soruşturma ve kovuşturmasının temini lazım gelen eylem ve fiillerin göz ardı edilmesi, sürüncemeye bırakılması, kimi zaman da hasıraltına itilmesi, maşeri vicdanı derinden yaralayacak, devlet umurunu ve milletin hukuksal güvenliğini zedeleyecektir.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, adalet ve hukuka karşı çıkılmasının, bu değilse bile tartışmaya açılmasının, asayişsizlik ve şiddet ortamına davetiye olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
'İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı hakkında yapılan adli tasarrufu sabır ve sağduyu ile karşılamak, hukukun vereceği her türlü karara saygıyla yaklaşmak, ortak sorumluluk olmalıdır. Hukuki bir tedbiri 'darbe' diyerek karalamak, hak arayışını sokağa taşırmaya hazırlık yapmak, cinnet geçirmiş, akıl ve ahlak seviyesini kaybetmiş bir siyasi yozluktur. Hiç kimse dokunulamaz, ulaşılamaz, erişilemez ve hesap sorulamaz değildir.
Hukuk ile demokrasiyi, adalet ile sandığı, milli iradeyle mülkün temelini cepheleştirmek, hatta çatıştırmak için 'beşinci kol' faaliyetine tevessül etmek, yaygın şiddet olaylarına, yoğun istikrarsızlık tablosuna ve yıkıcı krizlere çağrıdır. Türk yargısına güvenim tamdır. Mahkeme marifetince suç sabit görülesiye kadar masumiyet esastır. Türkiye'nin şiddetsiz, şikayetsiz, terörsüz, şüphesiz, refah ve huzur dolu bir yüzyıla adım adım ilerlediği şu günlerde içimizi karıştırmaya, düzen ve dirliğimizi bozmaya teşebbüs eden iç ve dış odaklara azami dikkat göstermemiz, devamlı tetikte beklememiz tarihi önemdedir.'"