"CUMHURİYETİMİZİN 100.YILI KUTLU OLSUN"
Birinci Meşrutiyet Dönemi (1876) :
Padişah II. Abdülhamid’in tahta çıkışının ilk günlerinde (1876), sanki şahsi ve keyfî bir yönetim oluşturmayacak duygusu yayarak, yeni bir devrin padişahı olacağı gibi ümit verici hareketlerde bulunmuş, gücünden çekinmesine ve sevmemesine rağmen, halka kendini çok sevdirmiş olan Mithat Paşa’yı sadrazamlığa atamak zorunda kalmıştı.
Padişah Sadrazam tayin ettiği Mithat Paşa’ya Kanun-i Esasi’nin (bir nevi Anayasa) ilan olunacağı hususunda önceden vermiş olduğu sözü tutacağını tekrarlamıştı.
Mithat Paşa da Padişah’ın bu konudaki kendi gücünü ön planda tutma düşüncesini bilmekte ve ona fazla güvenmemekteydi. Aralarında, hükümet yönetimi konusunda görüş ayrılığı, tahta çıkışı takip eden günlerde, Hatt-ı Hümayun metninin hazırlanması ortamında başlamıştı.
Sultan 2nci Abdülhamid, Genç Osmanlılar’ın en ateşli üyesi Namık Kemal’i bile kabul etmiş ve ona: “Allah için olsun Kemal Bey, hep birlikte çalışalım; bu devlet ve saltanatı, eski hâlinden daha yüksek bir seviyeye getirelim.” demek suretiyle, onun fikrinde olanlarla da iş birliği yapmak niyetinde olduğunu hissettirmişti.
Fakat tüm bu söylediklerine rağmen, kendisinin Osmanlı Devleti’nin başında bir Padişah olduğunun bilincindeydi. Sözlerinin aksine sistemi devamlı olarak kendi kontrolünde tutmak istiyor ve ona uygun davranışlar sergiliyordu.
Mithat Paşa, düzenlenmesi kendisine bırakılan bu metne, şu ana fikirleri koymuştu: Osmanlı Devleti, Avrupa’nın büyük devletlerindendir. Onlarla çağın gelişmeleri yolunda yürümeye ve uyum içinde yaşamaya mecburdur.
1- Meşveret(dayanışma) yöntemini kabul edecektir.
2- Sarayın içindeki ve dışındaki memurların sayısı azaltılacak ve hanedanın saray masrafları kısılacaktır.
3- Suçu sabit olmaksızın hiçbir memur, yerinden atılmayacaktır.
4- Başıbozuk (eğitimsiz ve düzensiz) asker teşkilatı kaldırılacaktır.
5- Köle ve cariye ticareti, şeraite ve insanlığa aykırı bulunduğundan, saraydaki köleler ve cariyeler, azat edilerek hürriyetlerine kavuşturulacaktır.
Bu fikirlerden de anlaşıldığı üzere Mithat Paşa, Osmanlı Devleti’ni, bir Avrupa Devleti olarak görüyor ve bunun bir sonucu olarak, “Meşrutiyet idaresinin” kabul edilmesini gerekli buluyordu.
2nci Abdülhamid, Sadrazam Mithat Paşa tarafından hazırlanan “Anayasa” taslağındaki fikirlerin hiçbirini kabul etmemiş ve tahta çıkışından 12 gün sonra, kafasına göre eski tarz bir “hatt-ı hümayun” yani “Anayasa” yayımlamıştır.
Not: 1nci Meşrutiyet Dönemi (devam edecek).