Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Cumhuriyet Bayramı’nı 85 milyonun hep beraber coşkuyla kutladığını söyleyen Erdoğan, "Yurt dışındaki temsilciliklerimizde ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde de 29 Ekim sevinci çeşitli tören ve etkinliklerle büyük bir gururla yaşandı. Dış misyonlarımıza gelerek veya mesaj göndererek bayram sevincimizi paylaşan herkese, tüm liderlere buradan teşekkürlerimi iletiyorum. Bu vesileyle Milli Mücadele’nin şehit ve gazilerini, tarihimiz boyunca vatan savunmasında kahramanca çarpışan tüm şehitlerimizi, tüm yiğit gazilerimizi bir kez daha rahmetle, minnetle, şükranla yad ediyorum" dedi.
“2026’da 20 Gökbey helikopterimizin teslimatını gerçekleştireceğiz”
Geçen hafta Cumhuriyetin en büyük kazanımlarından, en önemli kuruluşlarından biri olan TUSAŞ’ın Kahramankazan’daki tesislerine alçakça bir terör saldırısı olduğunu hatırlatan Erdoğan, "Bu saldırıda şehit düşen kardeşlerimize de Cenab-ı Allah’tan rahmetler diliyorum. Ailelerinin ve milletimizin başı sağ olsun diyorum. Tedavisi devam eden yaralılarımıza acil şifalar temenni ediyorum. Dün TUSAŞ’ımızı ziyaret ettik, çalışanlarımızla kucaklaştık. Taziyelerimizi ve geçmiş olsun dileklerimizi bizzat ilettik. TUSAŞ tarafından geliştirilen yerli milli helikopterimiz T-625 GÖKBEY’in ilkini törenle Jandarma Genel Komutanlığımıza teslim ettik. Yıl sonu gelmeden 2 adet GÖKBEY’i daha jandarmamıza teslim etmiş olacağız. Ayrıca 2026 yılı içinde toplam 20 adet GÖKBEY helikopterimizin farklı kurumlarımıza teslimatını gerçekleştireceğiz. TUSAŞ çalışanlarımızı yaşadıkları kalleş terör saldırısına rağmen her zamankinden daha inançlı, daha azimli, daha bilenmiş gördüm. Özgüvenleri fevkalade yüksekti. Gözlerinde tam anlamıyla bir adanmışlık duygusu vardı. TUSAŞ’taki kardeşlerimin bizzat kendi ifadeleriyle hainlere rağmen daha fazla üreterek, daha fazla çalışarak şehit arkadaşlarının ruhlarını şad etmeyi sürdüreceklerine inanıyorum. İnşallah bizler de bu fevkalade önemli gayretlerinde TUSAŞ’ımızın ve savunma sanayii kuruluşlarımızın yanında olmaya devam edeceğiz" diye konuştu.
“Bu Cumhuriyet, Alevi’nin de, Sünni’nin de Cumhuriyetidir”
Çatısı altında bulundukları bu aziz Meclis’in 23 Nisan 1920’de Ankara’da faaliyetlerine başladığını hatırlatan Erdoğan, "Kurtuluş Savaşı’mızı sevk ve idare etmiş, zaferin ardından 29 Ekim 1923’te de Cumhuriyetimizi ilan etmiştir. Cumhuriyet, Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında milletimizin temsilcilerinin onayıyla, milletimizin ortak kararı olarak vücut bulmuştur. Burada şu noktanın altını öncelikle tekrar çizmek isterim: Cumhuriyet, belli bir şahsın, belli bir zümrenin, belli bir kitlenin, belli bir mezhebin, meşrebin, etnik kökenin Cumhuriyeti değildir. Bu Cumhuriyet, zenginin olduğu kadar, yoksulun da cumhuriyetidir. Bu Cumhuriyet, ne kadar batılının, ne kadar güneylinin cumhuriyeti ise, o kadar da kuzeylinin, o kadar da doğulunun cumhuriyetidir. Bu Cumhuriyet, Alevi’nin de, Sünni’nin de cumhuriyetidir. Bu Cumhuriyet, sağın da, solun da cumhuriyetidir. Bu Cumhuriyet, çoğun da cumhuriyetidir, azın da cumhuriyetidir. Bu Cumhuriyet, inancı, düşüncesi, yaşam biçimi, hayat tarzı her ne olursa olsun kendisini bu vatana, bu millette, bu topraklara ait hisseden herkesin, her bir ferdin cumhuriyetidir. Ve bu Cumhuriyet, Türk’ün de cumhuriyetidir; Türk’ün olduğu kadar elbette Kürdün de cumhuriyetidir. Bu Cumhuriyet, ’Ben Türkiye Cumhuriyeti’nin onurlu bir vatandaşıyım’ diyen Laz’ın, Çerkez’in, Arab’ın, Rum’un, Roman’ın yani vatan topraklarında yaşayan herkesin cumhuriyetidir. Bu Cumhuriyet, bizim, hepimizin eseridir. Öyleyse bu Cumhuriyet bizim, hepimizin, 85 milyonun tamamının cumhuriyetidir. Ben inanıyorum ki, bu topraklar üzerinde yaşayan, bu topraklara vatandaşlık bağıyla bağlı olan hiç kimsenin Cumhuriyet’le, Cumhuriyet fikriyle bir meselesi, bir sorunu, bir problemi yoktur. Geçtiğimiz bir asır boyunca yaşadığımız sorunlar, cumhuriyetten değil; cumhuriyet fikrinin arkasına saklanarak zulmedenlerden, onu istismar edenlerden, ona ihanet edenlerden kaynaklanmıştır. Evet, bunu yaptılar" ifadelerini kullandı.
“Cumhuriyet ruhunu yaşatmaya devam edeceğiz”
Erdoğan, bazılarının cumhuriyet fikrinin arkasına saklanarak ayrımcılık yaptıklarını kaydederek, "Cumhuriyet fikrinin arkasına saklanıp zulmettiler, ötekileştirdiler. Cumhuriyet fikrinin ardına gizlenip bu ülkenin huzuruna, birliğine, dirliğine, ezeli ve ebedi kardeşliğine en büyük zararı verdiler. Aziz milletimiz, o engin ferasetiyle, o sınırsız basiretiyle her şeyin farkındadır. Milletimiz, tüm olumsuzluklara rağmen hem cumhuriyet fikrine, hem de onu ete kemiğe büründüren Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sımsıkı sahip çıkmış, korumuş, kollamıştır. Bugün Cumhuriyetimiz, 85 milyon vatandaşımızın ortak yuvası olarak birdir, bütündür, güçlüdür, dimdik ayaktadır; hem aziz milletimiz için hem de geniş coğrafyamız için umuttur, güvendir. Şehitlerimizin kanından rengini alan ay yıldızlı al bayrağımızla, birliğimizin, kardeşliğimizin adeta temel felsefe metni olan İstiklal Marşımızla, Cumhuriyet aydınlık geleceğimizdir. Cumhuriyet fikrini, Cumhuriyet ruhunu, Allah izin verirse ebed müddet korumaya, kollamaya, yaşatmaya devam edeceğiz" dedi.
"Türkiye Cumhuriyeti bu kaostan ister istemez etkileniyor"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyetin coğrafyada on yıllar boyunca devam eden kanlı savaşların neticesinde kurulduğunu vurgulayarak, "Sevr’de bize bir harita dayatarak, ‘Sizin ülkeniz burası olacak’ dediler. Hayır dedik. ‘Biz haritamızı kendimiz çizeriz’ dedik. ‘Sınırlarımızı kendimiz belirleriz’ dedik. Milli Mücadele’yle haritamızı şehitlerimizin kanıyla çizdik. Binlerce yıllık köklü devlet tecrübemizle, hür irademizle, toprağımız için savaşarak, kan dökerek, can vererek bağımsız vatanımızı inşa ettik. Yakın coğrafyamızdaki bazı ülkeler, ne yazık ki aynı başarıyı gösteremediler. Osmanlı bakiyesi olan bu coğrafyada tam bir asırdır kan, gözyaşı, savaş, çatışma dinmiyor. Osmanlı Devleti’nin mirasçısı olarak, Türkiye Cumhuriyeti de bu kaostan ister istemez etkileniyor. Ancak hata şuradadır; coğrafyamızdaki kaosa bakanlar, korkmuşlar, ürkmüşler, tedirgin olmuşlar ve Cumhuriyetimize ürkek bir kuş muamelesi yapmışlardır. Geçmişin korkuları, son derece yanlış biçimde kapanmaya, kısıtlamaya, özgürlükleri daraltmaya ve maalesef iç düşmanlar üretmeye yol açmıştır" diye konuştu.
“Ülkemize tehdit nereden geliyorsa, mutlaka kökünü kazıyacağız”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizim, Irak ve Suriye’nin kuzeyindeki bölücü terör örgütüne, kandan beslenen Kandil’deki terör baronlarına hiçbir çağrımız yoktur, olamaz da. Israrla bizimle muhatap olmaya çalışma gayretleri, iplerini ellerinde tutan patronlarına kendilerini ispat uğraşından başka bir şey değildir. TUSAŞ’a yapılan kalleş ve alçakça saldırı bir kez daha göstermiştir ki teröristin anlayacağı yegâne dil terörle tavizsiz mücadeledir. Türkiye içinde de, Irak’ta ve Suriye’de de, Avrupa başta olmak üzere var olduğu her yerde terörle mücadelemizi kararlılıkla sürdürecek, ülkemize tehdit nereden geliyorsa, mutlaka kökünü kazıyacağız. İnşallah önümüzdeki dönemde milletimize, hem boydan boya tüm güney sınırlarımızın güvenliğini, hem insanımızın can ve mal emniyetini garanti altına alacak yeni müjdelerimiz olacak" dedi.