Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, bugün Polatlı'yı ziyaret ederek çiftçilerin sorunlarını dile getirdi. Önce Cumhuriyet Halk Partisi Polatlı İlçe Başkanlığı'na gelen Günaydın, CHP Polatlı İlçe Başkanı Bilal Haşim Avcı ile birlikte basın açıklaması yaptı. Ardından Yassıhöyük Mahallesi'nde çiftçilerle bir araya gelen Günaydın, çiftçileri dinledi ve çiftçilerin sorunlarını kamuoyuna dillendirdi. Sonrasında Toprak Mahsülleri Ofisi (TMO) Polatlı Şubesi önüne giden Günaydın, ürünlerini satmak için kilometrelerce uzunluğa erişen kuyrukta randevu sırası bekleyen çiftçilerle buluştu.
BİLAL HAŞIM AVCI: EKONOMİK KRİZ ARTIK BUHRANA DÖNÜŞMÜŞTÜR
Polatlı Cumhuriyet Halk Partisi İlçe Başkanlığı'na gelen Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın'ı, Cumhuriyet Halk Partisi Polatlı İlçe Başkanı Bilal Haşim Avcı karşıladı. Açıklamalarda bulunan Başkan Avcı, "Biliyorsunuz özellikle 2018'den bu yana 'verin yetkiyi dövizle, dolarla, faizle nasıl uğraşılacağını görün' dediler. O günlerde kur 5,7 lira iken Nas'ı da öne sürdüler ve bugün 30 liraya kadar yükseldi. İnsanlarımız 3-4 yıldır ciddi anlamda ekonomik krizle mücadele ediyor, zorluklarla yaşıyorlar. Ekonomik kriz artık buhrana dönüşmüştür. Bundan sonra hiperenfilasyonla karşı karşıyayız. Hepimiz Mayıs ayında yapılan seçimlerde gördük. O gün 19 lira olan akaryakıt fiyatları, bugün 30 lirayı aşmış durum. Bu anlamda başta çiftçilerimiz olmak üzere bütün kurumlarda büyük sorunlar var. 2 milyon 200 bin dekarlık bir araziye sahip olan; sulu tarım ve kıraç tarımla ilgilenen, Türkiye'nin yüzde 40 soğan ihtiyacını karşılayan bir kent Polatlı" ifadelerine yer verdi.
BİLAL HAŞİM AVCI: GÖKHAN GÜNAYDIN'A ÇİFÇİLERİMİZE, POLATLI'YA, TÜRKİYE'YE SAHİP ÇIKTIĞI İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM
Girdi maliyetlerinin çok yüksek olduğunu belirten Avcı, "Geçtiğimiz hafta ÖTV'den dolayı 1 gecede mazota 6 lira zam gelmesiyle birlikte maliyetler daha da arttı. Bununla birlikte bu gece 1 lira 55 kuruşluk bir zam daha gelecek. Cumhuriyet Halk Partisi Polatlı İlçe Örgütü olarak da nasıl bir eylem gerçekleştiririz, çiftçilerimizin sorunlarını nasıl dile getirebiliriz suretiyle Grup Başkanvekilimiz Sayın Gökhan Günaydın ile geçtiğimiz hafta bir görüşme yaptık. Bu doğrultuda Gökhan Bey bizi kırmayıp Polatlı'ya geldi. Gökhan Bey daha önce de Polatlı'ya bir kaç kez gelmişti. Özellikle 2019 seçimleri öncesi kendisini aradığımda gece 12'ye kadar köy çalışmalarımızı yaptı. Bugün de çiftçilerimize destek çıkmak adına, çiftçilerimizin sorunlarını dile getirmek amacıyla Polatlı İlçe Örgütü'müzü ziyaret etmiş bulunmaktadır. Ben Grup Başkanvekilimiz Sayın Gökhan Günaydın'a, çiftçilerimize, Polatlı'ya, Türkiye'ye sahip çıktığı için teşekkür ederim" ifadelerine yer verdi.
GÖKHAN GÜNAYDIN: DÜNYANIN EN ÖNEMLİ TARIM MEMLEKETİ, GIDA ENFLASYONUNUN EN YÜKSEK YAŞANDIĞI ÜLKE HALİNE GELDİ.
Cumhuriyet Halk Partisi Polatlı İlçe Başkanlığı'nda açıklamalarda bulunan Günaydın, "Türkiye uzunca bir dönemdir dünyada örneği olmayan ve birbiriyle yüzde 100 tezat oluşturabilen zikzaklara sahip bir ekonomi politikasıyla yönetiliyor. Daha doğrusu ortada bir politika yok ve aslında ortada bir yönetim de yok. Bize bu ifadeleri kullandıran verilerdir. Nas nas diye bahsettiler ve bugün politika faizi 250 baz puan daha artırılarak 17,5 oldu. Peki soruyorum size: yüzde 17,5 politikfa faizi var da bir kredi çekmeye çalışırsanız size acaba yüze kaçtan faiz veriyolar? Dünyada başka herhangi bir yerde olmayan bir şey bu. Ev kiraları ve fiyatlar o kadar arttı ki insanlar artık barınma krizi ile karşı karşıyalar. Dünyanın en önemli tarım memleketi, gıda enflasyonunun en yüksek yaşandığı ülke haline geldi. Mutfakta çorba kaynamakta zorlanılıyor. İşte bu süreç içerisinde biz halkımızın gündemini, kamuoyunun asal gündemi yapmak zorundayız. Bu çerçevede geçtiğimiz Cuma günü, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni iki buçuk aylığına tatile soktular. Meclis'te yaptığımız konuşmalarda dedik ki: Motokuryeler bu sıcağın altında çalışıyorlar, tarım işçileri - çiftçiler çalışıyorlar, köylüler çalışıyorlar. Aynı zamanda büro emekçileri gayret ediyorlar. Elbette milletvekillerinin de dinlenme hakkı vardır. Ya da kendi seçim bölgelerinde çalışma yapma hakkı vardır. Ancak bu 15 gün için yeterli bir süredi. İki buçuk ay Meclis'in tatile girmesi kabul edilemez dedik. Ama buna rağmen AKP çoğunluğu ile Meclis tatil edildi. Arkadaşlar, Meclis'in tatil edildiği gün, 15 Temmuz kutlamaları-anlamaları eşliğinde; bir yandan sela okudular, bir yandan zamları ilan ettiler. Yalnızca 1 gecede mazota, benzine ÖTV farkı nedeniyle 6 lirayı aşan zamlar yapıldı. Bu kabul edilebilir değil. Bu süreç aynı zamanda kurdaki yükselmeyle beraber enflasyonu ve hayat pahalılığını da tetikleyecek bir başka önemli gelişmenin de habercisi niteliğinde. Mehmet Şimşek'in bugün şakır şakır yaptığı zamları, Nebati yapamaz mıydı? Adamcağızın günahı neydi? Bıraksaydınız da Nebati yapsaydı. Mehmet Şimşek geldi de bu memlekette herhangi bir yurttaşın yükünde bir hafifleme mi oldu? Ekonomi politikalarında bir toparlanma falan mı oldu? Zam yaparak memleketi yönetmeye gayret etmek, herhalde AKP'nin en eski alışkanlığıdır. Bunun sonuç vermediğini de maalesef gördük" ifadelerine yer verdi.
GÖKHAN GÜNAYDIN: TARIMIN BAŞLADIĞI BİR MEMLEKET, YILDA 10 MİLYON TON BUĞDAY İTHAL EDİYOR
Günaydın, "Ben buraya asıl olarak tarımda ve özellikle hububatta, buğdayda, arpada yaşanan sorunları kamuoyunun gündemine getirmek için geldim. Yolda arkadaşlarımızla beraber gelirken, 4-5 tane televizyon kanalı 'seninle röportaj yapmak istiyoruz' diye aradı. Onlara dedim ki: 'Dün Silivri'de Toprak Mahsülleri Ofisi'nin önünde sabah saat 07.45'te kuyruk bekleyen vatandaşlarımızla beraber çiftçilerimizin sorunlarını anlatan 5 dakikalık video çektik. Bugün de Polatlı'da saat 16.00'da Yassıhöyük'te aynı şekilde toplanacağız. Gelin buradan 5 dakikalık bir video yayınlayın, sonra ben size yarım saat başka konularla ilgili bilgi vereyim' Aracılığınızla da kamuoyuna seslenmek istiyorum: Türkiye'nin gündemini gerçekten kamuoyunun gündemine taşıyalım. Yapay gündemle Türkiye'yi örtmek hiçbirimize bir fayda sağlamaz. İktidara hiç fayda sağlamaz. Türkiye bir tahıl ambarı olarak anılan memlekettir. Ben yıllarca Ziraat Mühendisleri Odası'nın Genel Başkanlığını yaptım. Güneydoğu Anadolu (GAP) Bölgesi, Çukurova Bölgesi, Konya, Polatlı'nın içinde bulunduğu Orta Anadolu Bölgesi ve Trakya Bölgesi Türkiye'nin 5 önemli tahıl bölgesidir. Biz buralarda yılda 20 milyon tona yakın buğday üretiyoruz. Ancak yılda 10 milyon ton da buğday ithal ediyoruz. Türkiye gibi dünyada tarımın başladığı bir memleket, yılda 10 milyon ton buğday ithal ediyor. Denilebilir ki: 'Kardeşim bu ithal ettiğimiz buğdayla işlenmiş ürün üretiyor ve ihraç ediyoruz'. Doğru, bununla bulgur, makarna, irmik vs üretiyor ve satıyoruz. Ancak bunun için 7 milyon ton buğday gerekiyor. Demek ki biz Türkiye'nin ihtiyacı olan buğdayda her yıl 3 milyon ton açık veren bir memleketiz. Bu neyi gösterir: Biz buğday üreticisini omzumuzun üzerinde taşımak zorundayız. Çünkü açık veren bir ürünü bütün zorlamalara rağmen üretiyorlar. Peki bugün yaşadığımız şey ne? Bir litre mazotun fiyatı olmuş 33 lira. Gübre fiyatları paralel bir şekilde artmış, tarım ilacı fiyatları paralel bir şekilde artmış, suya-elektriğe gelen zamları hep beraber biliyoruz" ifadelerine yer verdi.
GÖKHAN GÜNAYDIN: BUĞDAY ÜRETİCİSİNİ, BUĞDAY ÜRETEMEZ HALE GETİREREK NASIL BİR KAR SAĞLAYACAĞIZ?
Girdilerin inanılmaz ölçüde arttığını belirten Günaydın, "Buğday üreticisi neden şikayet ediyor? Geçen sene sattığı fiyattan bu sene buğday satamıyor. Türkiye inanılmaz bir zam şampiyonluğu içinde bir iktisat yaşıyor ama biz geçen seneki fiyatı bulamıyoruz. TMO 8 liranın üzerinde fiyat açıklamış ama randevu sistemi nedeniyle kuyruklar uzuyor ve insanlar aynı zamanda biçerdöveri, kamyonu ve randevu gününü bir araya getirmekte zorlanıyorlar. Buna karşın piyasada buğday 6-6,5 liradan gidiyor. Sevgili Başkan'ım bugün Polatlı Borsası'nın fiyatlarını gönderdi. Borsa fiyatlarını hepimiz biliyoruz. Şimdi biz buğday üreticisini, buğday üretemez hale getirerek nasıl bir kar sağlayacağız? İstihdamımızı kaybedersek, üretimimizi kaybedersek burada kar mı sağlayacağız? Peki neden böyle oluyor? Neden bütün ürün TMO'ya gitmek zorunda kalıyor ve kuyruklar oluşuyor? Buna karşılık sanayici mal almıyor, tüccar alırsa da düşük fiyattan alıyor. Bunun bir tek sebebi vardır. Toprak Mahsülleri Ofisi, alış fiyatıyla satış fiyatını aynı anda ve geleceğe de şamil olmak üzere açıklar. Eğer siz sanayici iseniz ve ekim-kasım ayında buğdaya ihtiyacınız varsa TMO'nun açıkladığı buğday satış fiyatına bakarsınız. O gün buğdayı TMO'dan mı almak karlı yoksa bugün alıp depo yapmak mı karlı... Bu ikisini karşılaştırırsınız ve buna göre alıma girersiniz ya da girmezsiniz. TMO'nun alım fiyatıyla satış fiyatı arasındaki marj, parasını olan sanayicinin alım yapmasına teşvik etmiyor. Tam tersine o parayı dövize koyuyor, kur korumalı mevduata koyuyor ya da başka yerlerde değerlendiriyor ve çok daha yüksek gelir elde ediyor. Olan kime oluyor? Olan bir yıl boyunca ektiği buğdaydan elde edeceği paraya bakan köylüye, çiftçiye oluyor. Bu politika bir taraftan köylüyü vururken bir taraftan da yükselen ekmek fiyatları çerçevesinde kent yoksullarını ve tüketiciyi vuruyor. Söylemeliyiz ki bunların çaresi var. Liyakatlı kadrolarla yönetibilir işler. Ben umuyor ve diliyorum ki Türkiye, bu iktisadi olarak tükenmişlik durumundan yeni bir ruhla, anlayışla çıkacaktır. Umuyor ve diliyorum ki memleketimizi herkesin kendisini rahat hissedebileceği, refah içinde yaşayabileceği bir ülke haline yeniden getireceğiz" ifadelerini kullandı.
GÖKHAN GÜNAYDIN: KÖYLÜYÜ ÖLDÜRÜRSENİZ, ELİNİZDE O BUĞDAYI ÜRETECEK KİMSENİZ KALMAZ
Günaydın TMO'daki randevu sistemi hakkında, "Yıllarca TMO'da çalıştım. TMO'yu çok iyi bilirim. TMO emekçilerinin de nasıl insanlar olduğunu bilirim. TMO’nun kapalı deposu da vardır, memleketin bütçesi de vardır. Herkes diyor ki bu randevu sisteminin yazılımında sorun var. Arkadaşlar yazılım dediğiniz yarım saatte düzeltilir. Yeter ki niyetiniz olsun. Bu daha fazla ürün almamak için oraya daha fazla destek harcamamak için ve köylüyü piyasaya mahkum etmek için yapılan bir sistem. Yani siz eğer on gün on beş gün sonraya randevu veriyorsanız, bir hafta boyunca randevu sistemini açmıyorsanız ve çiftçi bütün bunlarda biraz evvel söylediğim gibi kamyonu biçer döveri ve randevuyu ayrı güne denk getiremiyorsa neyi teşvik ediyorsunuz? Sen TMO'ya gelme de git tüccara teslim ol. Dolayısıyla bu sürdürülebilir bir şey değildir. Buradan da piyasaya bir çağrı yapmak istiyorum. Köylüyü öldürürseniz elinizde o buğdayı üretecek kimseniz kalmaz. Dolayısıyla bir yıl yakaladım, sırtına bineyim mantığından herkesin vazgeçmeli ve herkesin alın terinin karşılığını bulmasına katkı sağlaması gerekir" dedi.
GÖKHAN GÜNAYDIN: BUĞDAY ÜRETİCİSİ OMUZLARDA TAŞINMASI GEREKİRKEN ADETA BUĞDAY ÜRETİCİSİNE ZULÜM YAPILIYOR
Cumhuriyet Halk Partisi Polatlı İlçe Başkanlığı'nda yaptığı açıklamaların ardından Yassıhöyük Mahallesi'ne giden Günaydın, "Polatlı, Türkiye'nin en önemli buğday üretim merkezlerinden bir tanesi. Burada 2 milyon 200 bin dekar alanda üretim yapılıyor. Bunun 1 milyon 125 bin dekarında buğday ekiliyor. Dün Silivri'deydik. Silivri'de Trakya çiftçisinin sorunlarını dinledik ve dile getirdik. Bugün de Orta Anadolu'nun merkezinde, bir tarım üssünde Polatlı Yassıhöyük'ten sizlere sesleniyoruz. Ben birkaç söyleyeceğim ama benim sözlerimin bir önemi yok. Önemli olan buradaki üretici kardeşlerimizin sözleri. Ben genel bir toparlama yapacağım. Türkiye yılda 20 milyon ton buğday üretirken, 10 milyon ton buğday ithal ediyor. O halde biz işlenmiş ürün ticaretini de hesaba katarsak yılda en az 3 milyon ton buğday açığı olan bir memleketiz. Bu gerçekler ortadayken, buğday üreticisinin desteklenmesi ve omuzlarda taşınması gerekirken adeta buğday üreticisine bir zulüm yapılıyor. Arkadaşlarımız geçen sene 8.3 TL'ye sattığı buğdayı, bu sene 6 liraya satamadıklarını ifade ediyorlar" dedi.
GÖKHAN GÜNAYDIN: BUĞDAY FİYATININ GEÇEN SENENİN 2 LİRA ALTINA DÜŞMESİ ALLAH'TAN HAK MIDIR?
Elindeki makbuza göre bugün 6.2 TL'ye buğday satıldığını belirten Günaydın, "Yani geçen sene 8 liranın üzerinde satılan buğday, bu sene borsada 6 liradan işlem görmüş. Diyebilirsiniz ki, 'Toprak Mahsülleri Ofisi 8 liradan fiyat veriyor neden oraya gitmiyorsun'. Çünkü Toprak Mahsulleri Ofisi’nden bugün randevu almaya kalkarsanız size eylül ayında randevu veriyor. Yetmiyor, bir de orada size vadeli fiyat uyguluyor. Peki borcu olan, piyasaya para ödemek zorunda olan çiftçi ne yapıyor? Maalesef piyasaya teslim olmak zorunda kalıyor. Arkamızda çok sayıda traktör var. Bu traktörler 120 litre -en azı- mazot alıyor. Mazotla çalışıyorlar, suyla çalışmıyorlar. Daha 10 gün evvel 26 lira olan mazot, bugün 33 lira olmuş. Mazota, gübreye, ilaca, suya, elektriğe inanılmaz zamlar gelirken buğday fiyatının geçen senenin 2 lira altına düşmesi, arpa fiyatının yine 2 lira altına düşmesi Allah’tan hak mıdır? Böyle bir politikayla çiftçiyi yaşatmak, üretimi sürdürebilmek mümkün müdür? Buradan Tarım Bakanlığı’na, Maliye Bakanlığı’na, kendini sorumlu hisseden herkese sesleniyorum: bir an evvel bu düzmece politikanızdan vazgeçin. Siz mal almak istemiyorsunuz ve çiftçiyi piyasaya mahkum ediyorsunuz" ifadelerine yer verdi.
"PARAMI NE ZAMAN ALACAĞIM BELLİ DEĞİL"
Yassıhöyük Mahallesi'nde açıklamalarda bulunan Günaydın, sözü çiftçilere bıraktı. Geçen sene bugünlerde 6,20 liraya arpa sattığını belirten bir çiftçi, "Bugün o arpayı 5-5,5’a zor verebiliyorum. 6 liraya satılan buğdayı geçen sene bugünlerde 8,3 liraya satmıştım. Şimdi götürüyorum, almıyor. Diyor ki bana ‘Ofis’e götür’. Ofis’e götürüyorum, gün almaya kalkıyorum, bir aylık gün veriyor. Paramı ne zaman alacağım belli değil. Ben alışverişlerimi yaptım, borçlandım. Benden para istiyorlar ben şimdi ne diyeceğim? 'Ofis' bana para vermiyor mu diyeceğim" ifadelerini kullandı.
"ARTIK GÜCÜMÜZÜN YETTİĞİ KADAR MAZOT ALIYORUZ, DEPOYU DOLDURAMIYORUZ"
Başka bir çiftçi ise akaryakıta yapılan zamlardan şikayet etti. Traktörünün deposunun 120 litrelik olduğunu belirten çiftçi, “En son doldurduğumda 2 bin 200 liraydı. Şimdi matematik yaparak işin içinden çıkamıyoruz. Artık gücümüzün yettiği kadar mazot alıyoruz, depoyu dolduramıyoruz. Aslında işlerimizi yapabilmek adına her gün depoyu tamamen doldurmak gerekiyor ancak gücümüz yetmiyor, işlerimizi de göremiyoruz" şeklinde konuştu.
"BORCUMU ÖDEMEK İÇİN 5 BİN 300'E VERDİM"
Bir başka çiftçi ise, "Çiftçi her şekilde mağdur. Gübrede, mazotta, buğdayda her şeyde mağduruz. Geçen sene 6 bin 300’e arpa sattım. Bu sene ihtiyacım vardı, Ofis’e götürdüm, borcumu ödemek için 5 bin 300'e verdim" dedi.
Çiftçi, Günaydın’ın “Çiftçi pek şikayetçi gibi görünmüyor. Çünkü en son seçimde AK Parti'ye oy verdi. Herhalde durumdan memnun, öyle değil mi” sorusuna, “Mümkün değil, memnun değil” yanıtını verdi.
"VARILIĞIM ÜZERİNE VARLIK KOYUYORDUM"
Başka bir çiftçi ise geçmiş dönem ile bugünü kıyaslayarak “20 yıl önce ben yine çiftçilik yapıyordum, o zaman yaklaşık 20 dönüm sulu ziraatta hububat ekiyordum, 60-70 dönüm pancar ekiyordum, 30-40 dönüm soğan ekiyordum ve ben o dönemde o kazancımla ciddi yatırımlar yapıyordum. Varlığım üzerine varlık koyuyordum. Gelinen 20 yıl sonrasında ben, yaklaşık 500-600 dönümlük yerde hububat ziraatı yapıyorum, 150 dönüm pancar ekiyorum, 100 dönüm soğan ekiyorum. Maalesef bırakın yatırımı, daha önce yaptığım yatırımları kaybetmemenin gayreti içinde oluyorum. Sadece mazotta değil bizim asıl korkumuz, mazotun yanında elektrik. Doğal gaza zam demek, elektriğe zam demek. Gelinen süreçte hükümet çiftçiyi, üreticiyi bir kenara koydu. Bundan 20 yıl önce o pasatadan aldığımız dilimin şu anda yarısını dahi alamıyoruz" dedi.
YASSIHÖYÜK'TE ALKIŞLI PROTESTO
Çiftçilerin sorunlarını dinleyen ve kamuoyuyla paylaşan Gökhan Günaydın, "Biz burada üretici arkadaşlarımızla, traktör kullanan arkadaşlarımızla beraberiz. Burada herkes derdini anlattı. Bu sesimizin duyulması için bir protesto yapalım ve bu çiftçiyi mahveden politikaları alkışlayarak protesto edelim” dedi. Ardından çiftçiler, yaşanan sorunları alkışlarla protesto etti.
GÜNAYDIN, TMO POLATLI ŞUBESİ'NDE ÇİFTÇİLERLE BULUŞTU
Yassıhöyük Mahallesi'nde çiftçileri dinleyen ve sorunlarını dile getiren Gökhan Günaydın, Toprak Mahsülleri Ofisi Polatlı Şubesi'nin önüne gitti. Günaydın, Toprak Mahsulleri önünde ürünlerini satmak için randevu sırası bekleyen çiftçilerle bir araya geldi. Günaydın, çiftçi Harun Taşkıran ile sohbet etti.
TMO önünde gece 11.00’den beri sırada olduğunu söyleyen çiftçi Harun Taşkıran, “Saydım, gece önümde 45 tane araç vardı. Anca bu zamana geldik. Şimdi alacaklar mı, almayacaklar mı bilmiyorum” dedi. Günaydın’ın “Kamyonunda ne kadar ürün var” sorusuna Taşkıran, “18 ton” yanıtını verdi. Borsaya ürünü hiç götürmediğini belirten Taşkıran, ofisin 7 liradan aldığını söyledi. Taşkıran sözlerine, “Yaklaşık bir ay önce randevu aldım. Şimdi de randevu almaya kalkıyoruz, Eylül ayına randevu veriyor. İlk defa ürünümü getiriyorum, daha ürünüm var” diye devam etti.
Günaydın, çiftçi Taşkıran’a “Buraya malını verdiğin zaman, sana ne zaman parasını ödüyorlar” diye sordu. Taşkıran, “Bir ay içinde ödeyeceklerini söylediler” cevabını verdi.
GÖKHAN GÜNAYDIN: ÇOK BÜYÜK BİR ZULÜM YAPIYORSUNUZ
Gökhan Günaydın, çiftçilerin yaşadığı sorunlarla ilgili yaptığı değerlendirmede, "Türkiye’de buğday, hasat mevsimi çok sancılı ilerliyor. Bugün Polatlı’da gördüğümüz manzara dün Silivri’de görmüştük. Türkiye’nin her yanı böyle. Şanlıurfa’ya gitseniz de Konya’ya gitseniz bununla karşılaşıyorsunuz. Ben buradan yetkililere bir kere daha sesleniyorum. Mazot olmuş 33 lira, buğdaya piyasada 6 lira 7 lira ancak fiyat veriyorlar. Geriye yalnızca Toprak Mahsulleri Ofisi’ne, o da 8 liranın biraz üzerinde rakamlarla mal satma seçeneği kalıyor. Siz de bu randevu sistemini bahane ederek çiftçiyi böyle bir gün iki gün kuyrukta bekleterek gerçekten çok büyük bir zulüm yapıyorsunuz. Bu politikalardan bir an evvel vazgeçin. Çiftçinin hakkını alabileceği bir sistemi, rahatça malını teslim edebileceği alın terinin karşılığını alabileceği bir sistemi hep beraber kuralım" ifadelerine yer verdi.
HABER: KADİR BUĞRA TOPKAYA