CHP Polatlı İlçe Başkanlığı’na gerçekleştirilen ziyaret sonrası Bursa Milletvekili ve Ziraat Mühendisi Orhan Sarıbal, CHP Polatlı İlçe Başkanı Bilal Haşim Avcı, Cumhuriyet Halk Partisi Polatlı Belediye Meclisi ve CHP Ankara Büyükşehir Belediye Meclis üyesi Selami Ovacık, CHP İlçe teşkilatı ile birlikte Polatlı TMO ve Polatlı Ticaret Borsası’na ziyaret edilerek üreticiler ile görüşüldü.
AVCI: İLGİLİ BİR VATANDAŞLARIN DÜŞÜNCELERİNİ ALIRIZ
Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal’ın hem İlçe yönetimini hem de yönetimini onurlandırdığını söyleyen CHP Polatlı İlçe Başkanı Bilal Haşım Avcı; “Bölgemizin milletvekili olmasanız da sağ olsun bizi zaman zaman dönem dönem Polatlı’yı ziyaret ederek hem bizi hem yönetimimizi hem ilçe örgütümüzü onurlandırıyorsunuz. Tabii tarımla ilgili de oldukça aktif olduğunuzu da biliyoruz. Birebir de kendinizle Gürsu'da işin içinde olduğunuzu da biliyorum. Ailenizle birlikte. Onun için bugün de burada TMO'nun alımlarıyla ilgili birazdan orayı ziyaret ederiz. Oradaki araçlarla ilgili kamyon var ilgili vatandaşların düşüncelerini alırız. Gerekirse borsaya gidip oradaki kamyon esnafları ve vatandaşlarla sohbet ederiz. Sordukça zaten şimdi arkadaşlar belki işin içinde olan arkadaşlar söyleyeceklerdir. Oldukça da ucuza gidiyor. Geçen sene fiyatların altına gidiyor bildiğim kadarıyla.” dedi.
SARIBAL: O HASATTAN ÖNCE FİYATIN AÇIKLANMASI GEREKİYORDU
“Bursa Milletvekili ve Ziraat Mühendisi Orhan Sarıbal ise konuşmasında şu ifadelere yer verdi; Polatlı'dan bazı çiftçilerden telefon aldım önceki gün. Her iki seçim sürecinde de iktidar ısrarla hububat fiyatlarını açıklamadı. Geçmişte mayısın başında, mayısın ortasında açıklardı bu fiyatları. Çünkü Çukurova'da mayısta hasat başlıyor ya da mayısın sonlarına doğru hasat başlıyor ve mayıs o hasat O hasattan önce fiyatın açıklanması gerekiyordu. Buğdayda, arpada bir fiyat açıkladılar. Ama söyleyelim mercimekte hala fiyat açıklanmadı ki mercimeğin yüzde yüzüne yakını neredeyse hasat edildi. Doğu Anadolu Bölgesi'nde kırmızı mercimek İç Anadolu Bölgesi'nde de yeşil mercimek ama bizim biliyorsunuz ağırlıklı olarak kırmızı mercimek üretimimiz olduğu için maalesef mercimekte fiyat açıklanmadı.”
ÇİFTÇİYİ BATIRMAK İÇİN ELİNDEN GELENİ YAPIYOR
“İktidar açıkça halka yalan söyledi. Halkı kandırdı. Çiftçiyi batırmak için elinden geleni yapıyor. Uyguladığı temel strateji ve politika budur. Bunu özellikle paylaşmak isterim. Neden böyle? Hatırlayın geçen sene altı buçuk lira bir fiyat verdiler. Bu bir TMO'nun alım fiyatı bu. Ama bu fiyat dışarısı için geçerli değil. Bu özellikle söyleyelim. Bu iktidar döneminde bir taban fiyatı değil, tavsiye fiyatı denen bir kavram geliştirildi. Yani biz bu fiyatı veririz alan kurum isterse bu fiyatı alır bu fiyattan almaz. Onlar kendileri aldıkları ürünler için o fiyat uyguluyorlar. Ama dışarısı için böyle bir fiyat söz konusu değil.”
SEÇİMDEN ÖNCE BİR FİYAT AÇIKLAMADILAR
“İthalat tahıl koridoru denen o yapı aslında Türkiye için, iktidar için çok önemliydi. İç piyasayı dizayn etmek, düzenlemek, regülasyon yapmak için. Uzunca bir zaman pahalı diye bilinen buğdayı yüzde kırk, yüzde elli fiyat indirerek un sanayine verdiler. Un sanayide ekmek piyasasını tutmaya çalıştı ve böylece bir süreç yönettiler. Ama seçimle beraber seçim bitti bakın. Derhal regülasyonu kaldırdılar. Yani un fabrikalarına ucuz buğdayı kaldırdılar. Sıfırladıkları gümrüğü yüzde yüz otuza çıkardılar. Verdikleri fiyat, tamamen özellikle 200- 250 kilo, hatta 300 kilonun altında 300 kilonun altında verim alınan yerlerde tamamen zarardı. Bugün o fiyatı bile bulamıyorlar. Çünkü o fiyatla Toprak Mahsulleri Ofisi'nin bütün ürünü alabilme şansı yoktu. 20 milyon 500 bin ton gibi bir rekolte açıklanmıştı. Bu rekolteyi Toprak Master Ofisi'nin alma şansı yoktu. Bütünüyle halkı kandırdılar ve bunu bildikleri için de seçimden önce bir fiyat açıklamadılar.”
ÇİFTÇİYE ÇİLE ÇEKTİRDİ
“Şimdi bir görülmemiş bir şey daha yaptılar. Randevu sistemi koydular. Sıra sistemi koydular ve kota koydular. Randevu on beş yirmi gün önce işte ziraat odalarına bildiriyorlar diyorlar ki Polatlı'da şu gün şu gün alım yapacağız diyorlar. Ziraat Odaları onu alıp üreticiye mesaj çekiyor. Üretici o mesajı alıyor, derhal sisteme girmeye çalışıyor. Ya üreticinin kaç tanesi, hangi bilgisayar yeteneğine sahip, hangi yapıya sahip? Adeta bu çiftçiyi tanımayan, anlamayan, bilmeyen bir yapıyla karşı karşıyayız. Dolayısıyla çiftçilerin çok büyük bir kısmı randevu alamadı. Hem kota hem sıra hem randevu hem de git internetten al. Bütün bunlar adeta çiftçiye çile çektirdi. Bugün yaşadığımız durum Toprak Mahsulleri Ofisi devlet kurumu olarak görevini yerine getiremiyor. Cumhurbaşkanı halka verdiği sözü yerine getiremiyor. Hükümet çok özür dilerim adeta salağa yatmış, görmüyor, duymuyor, işitmiyor, konuşmuyor hepimizi aptal yerine koymuş ve çiftçiyi batırmak için özel bir strateji uyguluyor ve bilerek yapıyor.”
ÇİFTÇİYİ ZARARA UĞRATTIĞI BİR MEKANİZMA
“Bu sene Toprak Mahsulleri Ofisi'nin vermiş olduğu prim artı fiyat dokuz bin iki yüz elli lira. Ondan nereden bakarsanız bakın iki buçuk lira daha düşük. İki iki buçuk lira. Ton başına iki bin iki bin beş yüz lira daha düşük ve tüccar istediği gibi alıyor. Kırk beş gün vade, elli gün vade, Toprak Mahsulleri Ofisi bir ay vade. Çiftçinin acil ödemesi gereken borcu var. Acil ihtiyacı var. İlaç borcu var, kredi borcu var, mazot borcu var, lastikçiye borcu var. Her yere borcu var, borcu var, borcu var. Dolayısıyla bütün bunlara baktığımızda karşımızda öyle tesadüfen gelişen, karşımızda piyasanın kendisinin getirmiş olduğu bir sonuç değil, iktidarın bilerek ve isteyerek Çiftçiyi zarara uğrattığı bir mekanizma. Bakın ortalama bugün altı buçuk lira gibi bir ortalamadan bahsediyoruz. Arpada beş buçuk lira gibi bir beş, beş buçuk lira gibi bir ortalamadan bahsediyoruz. Bu adeta Çiftçinin küllen tümden zarar etmesi demektir. Batırılması demektir. Batırılması demektir başka bir şey daha. Bunun arkasından gelecek yıl buğday ekiminin arpa ekiminin daha da az olacağı anlamına gelmektedir.”
BUĞDAYDA BU FİYATI AÇIKLADILAR AMA ALMIYORLAR
“Peki iktidar bunu niye yapmaktadır? Neden? Söyleyeyim. Bir oyunu aldı. İktidar oldu çekildi. İki, yılbaşından bugüne kadar 6,2 milyon ton gümrüğün sıfır olduğu tarihte dışarıdan buğday aldılar. 6,2 milyon ton. Sade buğday. Bir buçuk milyon ton arpa aldılar. Geçen yıldan çiftçinin elinde buğday var. Ama bir yıl bazında değerlendirdiğimizde yani 1 Haziran 2022, 1 Haziran 2023. Biz buna piyasa yılı deriz ya da üretim yılı üzerinden değerlendirdiğimizde 12 milyon ton ithalat yaptığını biliyoruz ve üç milyar doların üzerinde para ödediğini biliyoruz. Bu kadar açık, bu kadar net. Yani tamamen bilinçli, tamamen organize bir süreç yaşıyoruz. Bakın buğdayda bu fiyatı açıkladılar ama almıyorlar. Üzgünüm mercimekte hala fiyat bile açıklamadılar. Hala geçen senenin fiyatı on beş liraydı, mercimeğin şu anda alım fiyatı on bir, on iki lira. On bir, on iki lira. On yedi, on sekiz lira maliyeti var. Bu kadar ağır bir tabloyla karşı karşıyayız. Buradaki durumu bilmiyorum. Muhtemelen öyledir.”
TARIM POLİTİKASI AÇISINDAN ÇOK KÖTÜ BİR TUTUMDUR
“Yani kısaca bu yaşanan iktidarın halka ve çiftçiye uyguladığı zulümdür ve gelecekte Tarım politikası açısından çok kötü bir tutumdur. Derhal, Toprak Mahsul Ofisi'ni göreve çağırıyoruz. Yapması gereken şudur. Cumhurbaşkanı eğer halka ben yalan söylemedim diyebiliyorsa, verdiğim sözünü yerine getireceğim diyorsa hemen Toprak Mahsulleri Ofisi'ne talimat verecek. Tarım İlçe Müdürlüklerindeki ziraat mühendisleriyle beraber çünkü Toprak Mahsulleri Ofisi'nin bu kadar personeli olmayabilir, saygı duyarım. Ama tarım ilçe müdürlüklerinde yeterli personel olduğunu biliyorum. Çiftçi nereyi uygun buluyorsa Tarım İl Müdürlüğü ve Toprak Mahsulleri Ofisi hangi alanı buluyorlarsa, çünkü depolar dolu yani lisanslı depolar dolu. Her taraf dolu. Boş alan dahil nereyi? Tarım ilçe müdürlükleri ve Toprak Mahsul Ofisleri uygun buluyorsa çiftçi Kantar'da terazisini yapsın TMO protein testini yapsın. Oraya döksün. O saatten sonra sorumluluğu üzerine alsın. Öyle yerim yok. Sıra bekleyin anlayışı kesinlikle ve kesinlikle doğru değil. Ödemeleri öne alsın. Kur korumalı mevduattan daha bir ay içerisinde 140 milyar zarar edip onu karşılayabilen iktidar çiftçi için de küçücük rakamlar ayırabilir. Hepsi bahanedir. Para da vardır. Her tür olanak da vardır. Ama iktidar seçim kazanmak için popülist bir yaklaşımda bulunup seçim öncesi verdiği sözleri şu anda yapmamaktadır.”
ÇİFTÇİYİ SİSTEME DAHİL EDİP PARASINI ÖDEMELERİ GEREKİYOR
“Biz on üç lira fiyat vermiştik. Niçin? Kuru tarım sulu tarım. Dengelenmeli. Farkındayız. Ama en azından kuru tarımda ekim yapan 200-300 kilo üretim yapan insan da zarar etmesin. yaşadık. Bütün bu riskleri görüp ülkesinin en önemli ekmek meselesini yabancı şirketlere ve yabancı ülkelere tahvil eden bir iktidar olamaz. Dolayısıyla üretim alanlarını arttırmamız, buğday üretimini arttırmamız Türkiye'nin kendi ihtiyacını ve dışarıya satacağı ihtiyacı karşılayabilmek için bir üretime geçmesi için bu fiyatı verdik. Bilerek verdik. Bize yükünü biliyorduk, maliyetini biliyorduk. Biz eğer çiftçiyi yaşatmazsak, çiftçiyi yerinde tutmazsak, çiftçi toprağına sarılmazsa bu ülkeye ekmeğe muhtaç olur, bundan önce olduğu gibi. Yani kısaca iktidarı derhal göreve çağırıyoruz. Cumhurbaşkanı'nı derhal göreve çağırıyoruz. Toprak Mahsulleri Ofisi'nin derhal göreve çağırıyoruz. Çiftçiyi bunaltmadan, çiftçiye daha fazla zulüm vermeden verdikleri fiyatın arkasında durup, tarım il müdürlüklerine, ilçe müdürlüklerine devreye girip belirli yerler gösterip buğdayın oralara dökülmesini sağlamaları ve kayıtlarını alıp çiftçiyi sisteme dahil edip parasını ödemeleri gerekiyor. Bu kadar açık, bu kadar net.”
HABER:KARDELEN ÇIKMAZ
