Gazeteci Kadri Gürsel, Türkiye'deki ifade ve basın özgürlüğü üzerine çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. "2024 itibarıyla cezaevlerinde kaç gazeteci var?" sorusunu gündeme getiren Gürsel, 2023 yılında 43 gazetecinin cezaevine girdiğini ve tekrar özgürlüğüne kavuştuğunu belirtti. Ancak, cezaevindeki gazeteci sorununu 10-15 yıldır süregelen bir tartışma olarak tanımladı. "Bu mesele, toplumun hafızasında derin izler bıraktı" dedi.
HAPİSTEKİ GAZETECİ SAYISI AZALDI
2017 yılındaki darbe girişimi sonrası cezaevine giren gazeteci sayısının 100'ü geçtiğine dikkat çeken Gürsel, günümüzdeki sayının "elin parmağını geçmeyecek kadar azaldığını" ifade etti. "Bu, Türkiye'deki işlerin iyiye gittiğini gösteriyor" şeklinde yorumladı.
Gürsel, 2017'deki medya ortamının, hapisteki gazeteci sayısının fazla olmasına rağmen, medya özgürlüğü açısından bugünden daha iyi olduğunu düşündüğünü dile getirdi.
"2018'de de benzer bir durum yaşandı" diyen Gürsel, "Medya özgürlüğü geriye gittikçe hapisteki gazeteci sayısı da azaldı" vurgusunu yaptı.
"BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ TEHLİKEDE"
"Artık iktidar, gazetecileri hapse atmadan da iktidarını sürdürebiliyor" ifadesini kullanan Gürsel, 2008’den bu yana iktidarın medya düzeninin yerleştiğini ve siyasi kültürün içselleştirildiğini belirtti. "Gazeteciler üzerinde kurulan baskılar artık daha farklı bir yöntemle devam ediyor."
Gürsel, "medya tetikçisi" olarak adlandırılan fenomenin hâlâ var olduğunu ancak bu kişilerin artık "muteber yazar" olma iddiasında bulunduklarını kaydetti. "Muhalif gruplar tarafından yandaş medya olarak görülüyorlar" diyen Gürsel, geçmişteki faaliyetlerinin kamuoyunu manipüle etmek için yapıldığını belirtti.
"Türkiye'de medya özgürlüğünü savunanların, yargı bağımsızlığı ve güçler ayrılığı kadar medya-siyaset ilişkileri üzerine de düşünmeleri gerekiyor" diyen Gürsel, geleceğe dair umutlu olmadığını belirtti. "İktidar değişikliği olsa bile mevcut otoriter siyasi kültür, muhalefeti baskı altında tutmaya devam edecektir" dedi.