Ankara’nın Beypazarı ilçesinde şehir merkezine 10 km uzaklıkta olan gelin kayası yolun sağ kısmına düşmekte. Aslında Beypazarı’na ziyarete gidenlerin hep görmüş olduğu bu kayanın hakkında çeşitli rivayetler yer alıyor.
Beypazarı’nın yerli insanlarının anlatımına göre ‘’Gelin Kayası’’ iki efsanevi aşk hikayesine ev sahipliği yapıyor.
İlk anlatılan rivayetlere göre, birbirine deliler gibi aşık iki genç, evlenip yuvalarını kurmak istiyorlar. Ancak kızın babası kızının sevdiği ile evlenmesini istemiyor. Kızı sevdiğiyle evlenmesin diye babası kızı başkasıyla evlendiriyor. Düğün günü ise kız aşık olduğu adama kaçmak için elinden geleni yapıyor, tüm yolları deniyor. Ancak düğünde bulunan kişiler kızın kaçmasına engel oluyor. Her ne kadar kızın kaçmasına engel olmaya çalışsalar da kız kaçmayı başarıyor ve bir tepeye çıkıyor. Kız çıktığı tepede ‘’Allah’ım ya beni taş et, ya da kuş et’’ diyerek içtenlikle Allah’a yalvarıyor. Ve duası kabul olup kız taş kesiliyor.
Bir başka rivayete göre ise bir kız çobanla birbirlerine aşıktır. Çobanın bir yeteneği vardır, oda çok iyi kaval çalmaktır. Çobanın kaval çalışı kızı kendine aşık etmiştir. Birbirilerine tutkulu bir şekilde bağlı olan aşık gençler malisef kavuşamazlar. Çünkü kızın babası kızı başkasıyla evlendirir. Düğün günü çoban hayvanları otlatırken bir düğün konvoyunu görür, dikkatlice bakar ve sevdiği kız bir düğün alayı ile beraber gidiyor. Bunu gören çoban çok güçlü bir şekilde kaval çalar. Aslına sevdiğine mesaj yollamıştır. Çoban çaldığı kavalda geline ‘’Ata sağından bin, solundan in’’ demek istemiştir. Çobanın kaval sesini duyup demek istediğini anlayan gelin hemen attan iner ve koşarak çobanın bulunduğu tepeye gitmeye başlar. Yalnız arkasından gelen kişilerin mutluluğuna engel olacağını düşünüp ‘’ Allah’ım ya beni taş yada kuş et’’ diye dua eder. Bu duanın üzerine tepeye ulaşınca gelin kayaya dönüşür.
ÇAĞRI ARCAKLIOĞLU
