Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İnsan Hakları İnceleme Komisyonu üyelerine Hapis Cezasının İnfazının Hastalık Nedeni ile Ertelenmesi Kurumu hakkında bilgi verdi. Tunç, Gazze'ye değinerek, “Gazze’de maalesef, 8 aydan bu yana devam eden bir katliam var, bir soykırım söz konusu, 37 bin kişi şehit edildi şu kısa süre içerisinde, bunun 15 binden fazlası çocuk, bunun 10 binden fazlası kadınlardan oluşuyor. Maalesef, dünyanın gözü önünde ağır insan haklarının ötesinde bir soykırım işleniyor. Soykırım işlenirken de uluslararası hukukun, insan hakları mekanizmalarının maalesef işlemediğini, yetersiz kaldığını da üzülerek görüyoruz.

Birleşmiş Milletlerin sayısız kararları var bu insan hakları ihlallerinin önlenmesi bakımından. En son Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararı da var; tabii, uygulama ortada yok. Uluslararası Adalet Divanında görülmekte olan bir dava var, dava da tedbir kararı alınmasına rağmen maalesef, icrası mümkün değil, uluslararası sistem maalesef buna imkân vermiyor. Uluslararası Adalet Divanının dışında yine soykırım suçunu işleyenlerle ilgili Uluslararası Ceza Mahkemesinde henüz bir dava açılamadı, soruşturma devam ediyor. Orada da yakalamaya yönelik, tutuklamaya yönelik bir yakalama kararı Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı tarafından çıkarıldı ama maalesef uygulaması uluslararası sistemde mümkün değil. Yani dünyada insan hakları sorunu, insan hakları ihlalleri maalesef devam ediyor. Aslında insanlık vicdanı sokaklara taşıyor ama insanlığı temsil eden ve bu hak ihlallerini önlemekle görevli olan, oluşturulan kuruluşlar ise etkisiz kalıyor, bunu da üzülerek görüyoruz” ifadelerini kullandı.

Tunç, son 20 yılda demokrasinin standardını yükselten, hukuk devletini güçlendiren çok sayıda reforma sahne olduğunu söyleyerek, “Yargı birliğinin sağlanması bunların başında geliyor. Devlet Güvenlik Mahkemelerinin kaldırılması, özel yetkili mahkemelerin kaldırılması, yine Anayasa Mahkemesinin, Hâkimler Savcılar Kurulunun demokratik hukuk devleti ilkesine daha uygun hâle getirilmesiyle ilgili düzenlemeler, Millî Güvenlik Kurulunun sivilleştirilmesi gibi, yine darbecilerin yargılanabilmesini sağlayan anayasa değişiklikleri; bunlar demokrasimizin standardını yükselten önemli düzenlemelerdi. Anayasa’mızda “Gerektiğinde sıkıyönetim ilan edilebilir.” şeklinde bir madde vardı, bunların hepsi artık tarihe karıştı. Yani alt düzenlemeler, EMASYA Protokolü’nden tutunda diğer birçok eleştirilen, işte darbelere gerekçe gösterilen İç Hizmet Kanunu’nun 35 gibi; tüm bunlar artık unuttuğumuz şeyler yani bunlar tamamen geride kaldı. Kılık kıyafet özgürlükleri yani kadınların sırf kıyafeti nedeniyle eğitim hakkından, seçilme hakkından mahrum edilmesi. Bunlar yakın tarihimizde gördüğümüz şeyler ama artık bunları biz konuşmayı bile fazlalık addediyoruz. O nedenle, bunlar geride kaldı, Türkiye bunları çok geride bıraktı ve ülkemizde demokrasinin standardını yükselten önemli Anayasa değişiklikleri yapıldı” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara'da bir pastaneyi ziyaret etti Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara'da bir pastaneyi ziyaret etti

İnfazla ilgili değişikliklerden bahseden Tunç, “İnsan hakları, insan onuruna uygun olmayan 394 cezaevini kapattık ama insan onuruna uygun olan daha elverişli 299 cezaevini de tabii kapasitesi eskilere göre daha fazla olan cezaevlerini de uygulamaya koyduk. Öncelikle fiziki alt yapıyı güçlendirdik. Cezaevlerimizdeki teknolojik imkânları da gün geçtikçe arttırmaya devam ediyoruz ACEP projesi ve diğer uygulamalarla. Hükümlülerin yakınlarıyla görüşebilmesi imkânı Dijital çağda teknolojiden de yararlanmanın gayreti içerisindeyiz” şeklinde konuştu.
Bağımlılara özgü infaz sisteminin önemine değinen Bakan Tunç, “Bolu ve Adana’da pilot uygulamalarla başlatarak özellikle uyuşturucu suçlularının ıslahına yönelik cezaevlerini de hayata geçirmeye başlıyoruz. Bunu çok önemsiyoruz çünkü cezaevlerimizdeki mevcudun üçte biri uyuşturucu suçlarından kaynaklanıyor, uyuşturucu suçlarının cezası çok ağır, infazı da diğer suçlara göre dörtte üç şeklinde uygulanıyor” dedi.

Kaynak: İHA