Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum başkanlığında düzenlenen "Yeni Anayasa Genel Değerlendirme Çalıştayı"nda konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Türkiye Yüzyılı'nın başlangıcında insan haklarına dayanan, hukukun üstünlüğünü esas alan, devletin görevlerini belirleyen ve insan onurunu koruyan yeni, demokratik, sivil bir anayasa hedeflerinin olduğunu belirtti.

Bakan Tunç, anayasalara bakıldığında Türkiye'nin anayasal istikrarsızlık dönemleri yaşadığının söylenebileceğini ifade ederek şunları söyledi:"Anayasanın amacı insanın temel hak ve özgürlüklerini devlet iktidarı karşısında korumak. İnsan onurunu korumak için adaletin tecelli etmesi lazım. Adaletin tam anlamıyla tecelli etmesi için de hukuk devleti ön şart. Hukuk devletinin de ön şartı tarafsız ve bağımsız bir yargı. Tarafsız ve bağımsız yargının insan onurunu koruyabilmesi, iktidar karşısında koruyabilmesi de önündeki uygulayacağı metne bağlı. O metin de en başta anayasa.”

"ANAYASALAR DARBE VE DARBE GİRİŞİMLERİNDEN DOĞDU"

Türkiye'deki anayasaların çoğunlukla darbe ve darbe girişimlerinden doğduğunu söyleyen Bakan Tunç, “27 Mayıs darbecilerinin hazırladığı 1961 Anayasası'nın temel vazifesi, darbeyi meşrulaştırmak ve milli iradeyi vesayet altına almaktı. Yine 12 Mart 1971'de sivil siyasetin aldığı darbe, dönemin anayasasına da yansıdı ve yapılan değişikliklerle siyasette vesayet adeta kurumsallaştı. Türkiye'nin on yıllar süren kayıp yıllarında gençlerimizin bir sağdan, bir soldan darağacına götürüldüğü, hukuk cinayetlerinin normal bir hal aldığı dönemin sonunda 1982 Anayasası ortaya çıktı” diye konuştu.
1961 ve 1982 anayasalarının tarihe kara leke olarak geçtiğini söyleyen Bakan Tunç, şu ifadelere yer verdi:
“On yıllar boyunca toplumsal barış tesis edilememiş, vesayet odaklarının toplumumuzda açtığı derin yaralar kapanmamıştır. Hala yürürlükte olan 1982 Anayasası'nın yerine sivil ve demokratik bir anayasanın hazırlanması son derece elzemdir.”

“MADDE SAYISINDAN DAHA FAZLA DEĞİŞİKLİK SÖZ KONUSU”

177 maddeden oluşan Anayasa'da 19 kez değişiklik yapıldığını ve bu değişikliklerin 184 yerle ilgili olduğunu aktaran Tunç, "Madde sayısından daha fazla bir değişiklik söz konusu oldu. Hem metin bakımından yeknesaklığın bozulduğunu görüyoruz hem de birilerine göre yamalı bohçaya dönüştü, birilerine göre 'delik deşik bir anayasa' şeklindeki hak etmediğimiz birtakım eleştirilere de hep maruz kalıyoruz. Üstelik darbe ürünü olan bu Anayasa'da yapılan değişikliklere rağmen milli irade üzerindeki vesayet kalıntıları bir türlü tamamıyla silinemedi. Vesayetçi ruh azaltılmaya çalışıldı ama tamamen silindiğini söylemek mümkün değil” dedi.

İHA