Ankara Etlik Şehir Hastanesi Nöroloji Bölümü Uzm. Dr. Leylican Aynal, günümüzde en yaygın görülen nörolojik hastalık olarak bilinen Alzheimer hakkında İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine açıklamalarda bulundu. Aynal, Alzheimer hastalığının şu anda önlenebilir bir hastalık olmadığını ifade ederek, “Alzheimer hastalığının oluşmasını engellemek üzere dünyada yeni yeni onay alan birtakım ilaç çalışmaları mevcut ama bunların henüz kesin olarak Alzheimer hastalığını önlediğine dair henüz elimizde yeterli veri ve kanıt yok. O yüzden şu anda Alzheimer hastalığı önlenemez bir hastalık diyebiliriz” ifadelerini kullandı.
“HASTA YAKINLARININ UYANIK OLMASI GEREKİYOR”
Hasta yakınlarının genellikle Alzheimer belirtileri olan yakınlarını hastalığın ikinci veya üçüncü evresinde muayeneye getirdiklerini belirten Aynal, “Hastayı erken polikliniğe getirmek konusunda hasta yakınlarının birtakım davranışları konusunda uyanık olmaları gerekiyor. Hasta tekrara düşebilir, sorduğu bir soruyu tekrar sorabilir, anlattığı bir olayı tekrar anlatıyor olabilir, bir çocuğunu arar ve aramamış gibi tekrar arar, bir olayı anlatır ama sanki hiç anlatmamış gibi tekrar anlatır gibi durumlar poliklinik pratiğinde de yapıyor mu diye çok sık sorduğumuz sorular” açıklamasında bulundu.
“HASTA YAKINLARI OLARAK KİŞİSELLEŞTİRMEMELİYİZ”
Hasta yakınlarına da nasıl davranmaları gerektiği konusunda öneriler de bulunan Aynal, “Hasta bir yere koyduğu bir şeyi unutabilir. Unutup da onu bulamadığı zaman yakınlarına ‘sen bunu aldın mı? Sen bunu çaldın mı?' diye çok sık sorabilir. Bu nedenle hasta yakınlarının bu durumun bir hastalık olduğunu ve bunu isteyerek yapmadığını bilerek yaklaşması lazım. Nasıl şeker hastalığının bazı belirtileri varsa bu hastalıkta da beynin bazı anıları kaydetmesiyle ilgili beyin bölgesinde bir küçülme ve yıpranma olduğundan dolayı bir yere bir şey koyduysa eğer onu koyduğu anın anısını beyninde tutamadığı için o anı hatırlamıyor. O yüzden ‘acaba aldılar mı?' düşüncesine girebiliyor. Bu tamamen hastalığının bir süreci. O yüzden hasta yakınları olarak bunu kişiselleştirmemeliyiz. Bunu size isteyerek söylemiyor veya hırsız diye suçlamak için aslında yapmıyor” değerlendirmesinde bulundu.
“B12 VİTAMİNİ EKSİKLİĞİNİN ALZHEIMER HASTALIĞINA SEBEP OLDUĞU DOĞRU BİR YAKLAŞIM DEĞİL”
B12 vitamini eksikliğinin Alzheimer hastalığına sebep olduğu yaklaşımının doğru bir yaklaşım olmadığını dile getiren Aynal, sözlerine şöyle devam etti:
“Burada kesin olarak böyle bir şey yok. Alzheimer'ın patofizyolojisinde çok daha farklı. Birtakım anormal birikmesi, kesin olarak kanıtlanmamış olmakla birlikte farklı genetik, çevresel ve multifaktöriyel patofizyolojisi var. Burada beslenme eksiklikleri kısmı çok da içerisinde değil aslında. Bazen biz Alzheimer tanısını koyarken birtakım testler yapıyoruz, sorular soruyoruz. Nütrisyonel dediğimiz beslenme eksiklikleri yapacak vitaminler ya da mineraller hastanın o andaki bilişsel performansını bozabilir. Bozabildiği için de biz belki farklı bir şekilde düşünebiliriz. O yüzden bir eksiklik varsa yerine konulması mutlaka önemli. Tabii bu demek değil ki B12 eksikliği Alzheimer hastalığına neden oluyor. Burada öyle bir kesinlik yok ama B vitaminleri, sinirlerin birtakım işlevleri doğru düzgün yerine getirebilmeleri için önemli olan vitaminler. B12 vitamini eksikliğinin spesifik olarak Alzheimer hastalığına neden olduğunu söyleyemeyiz.”
Ayrıca Aynal, hastalarda işitme, görme kaybı ile ilgili bir komplikasyonların unutkanlık hızını artırdığına dikkati çekerek, mutlaka tedavi edilmesi gerektiği önerisinde bulundu.