Ankara pek çok çok yeni ve eski camii var, ancak öyle bir camii var ki tüm camiilerin içinde tarihi en eskiye dayanan en köklü ve aynı zamanda ilk camii sizi tüm ihtişamıyla karşılayacak... Ankara gezi rotalarının en başında ilk sırada yer alacak işte o camii, Ankara Kalesinde yer alıyor. İşte bu camii tüm görkemiyle ve büyüsüyle kalenin içerisinde kale gibi dimdik yüzyılardır dimdik ayakta duruyor. Bu camii kalenin iç girişinde tüm heybetiyle ziyaretçilerini karşılıyor. Sultan Alaaddin Camii'nin ünü Selçuklular'a kadar uzanıyor. Ankara Kalesi'ne gidipte buraya uğramadan gitmeniz mümkün değil. Sizi asırlık bir sanat tarihi yolculuğuna çıkaracak bu camii'de duygularınıza hakim olamayacaksınız.Öyle ki kendinden sonra pek çok camiiye işte Sultan Alaaddin Camii ilham kaynağı olmuş. Son cemaat yerine sahip olan işte bu camiiyi sizin için araştırdık...
Sultan Alaaddin Camii, sarayın bulunduğu iç kalenin girişinde, Ankara'da 1178 yılında Selçuklu hükümdarı Muhittin Mesut Şah döneminde, 1362 yılında Orhan Gazi tarafından, 1434 yılında II. 1893 yılında II. Murad tarafından inşaa edilmiştir. Abdülhamid döneminde onarımı yapılmıştır. Tarihi Ankara Camii, en son 2017-2021 yılları arasında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edildi.
Çivi kullanılarak sahte kündekari tekniğiyle yapılmış ahşap minberi, doğusunda daha önce yapılmış eski camii, batısında Selçuklu sarayı, kuzeyinde son cemaat yeri ve üstündeki kadınlar odasıyla sanat tarihi açısından olduka önemlidir.
Anadolu Selçuklu Devleti Toprakları II. Kılıçarslan'ın oğulları arasında paylaştırmasının ardından Ankara topraklarını alan Muhittin Mesut, 1186-1204 yılları arasında bu şehirde yaşamıştı. Caminin minber kitabesinde minberin de cami ile birlikte inşa edildiği ve tarihinin Hicri 594 (Miladi 1197) olduğu bilinmektedir. Bazı alimler 574 (1178) olarak da okunabileceğini ve caminin girişinde 1178 tarihinin yazıldığı kaydedildi.
Caminin kuzeyindeki son cemaat yeri ve üstündeki kadınlar bölümü cami aynı anda inşa edilmiştir. Anadolu'da son cemaat yeri ve üst katında kadınlara ayrılmış bölümü bulunan ilk camii olma özelliği taşır. Hacı Bayram, İbadullah, Ağaç Ayak ve Zincirli camileri gibi pek çok esere ilham kaynağı olmuştur. Kıbleye dik olarak yerleştirilmiş düz tavanlı dikdörtgen bir harim ve kuzeyde devşirme sütunlar üzerine kurulmuş, düz tavanlı bir son cemaat yerinden oluşuyor. Nartekse açılan kuzey giriş kapısının her iki yanında ikişer, batıda altta ve üstte üç, doğuda altta üç ve üstte beş olmak üzere toplamda tam on altı pencereyle aydınlatılıyor. Tüm penceler kıbleye doğru... Mihrap ise 1895 yılındaki restorasyondan kalmadır.
