Başkentteki etkileyici camiler, şehrin özelliklerini yansıtarak her yıl yerli ve yabancı bir çok turisti ağırlamaktadır.
1. Kocatepe Camii: Ankara'nın simgesi haline gelen Kocatepe Camii, modern mimarisi ve geniş avlusuyla bilinen. Şehir merkezinin yüksek bir yerleşim yeri alan cami, hem ibadet hem de turistik amaçlarla ziyaret edilmektedir.
Cumhuriyet döneminde Ankara'da yapılan en büyük cami olan Kocatepe Camii'nin inşaatına 1944 yılında başlandı. 1957 yılında merhum Başbakan Adnan Menderes'in talimatıyla Ankara'ya cami ve Diyanet sitesi yapılması uygun görüldü. Kocatepe ilk projede temeli atılan Diyanet hizmet binası 1964'te tamamlandı. 1967'de açılan ikinci proje yarışmasında aynı yıl caminin temeli atıldı. İki yıl sonra alt kat ibadete açılmıştır. 1981 yılında Türkiye Diyanet Vakfı'na devredilen inşaat, 1986 yılında tamamlanarak dönemin Başbakanı Turgut Özal tarafından ibadete açılmıştır.
BAŞKENT ANKARA'NIN SİMGESİ KOCATEPE CAMİİ
Osmanlı döneminde 20. yüzyılda teknoloji ile 16. yüzyılda genişletilerek yapılan cami, dört minaresiyle Selimiye'yi, merkezi ve yarım kubbeleriyle Sultan Ahmed Camii'ni andırıyor. Avlusu dahil toplam 20.000 cemaat mensubunun bulunduğu cami, modern konferans salonu, otoparkı, süpermarketi, idari ofis gibi yan bölümleri ve sebilleri ile modern mimariye uygun olarak klasik tarzda inşa edilmiştir. Kocatepe Camii bugün başkent Ankara'nın simgelerinden biridir. Kocatepe Camii'nin revak, avlu taş kaplaması ve su izolasyonu yenilenirken, camiye ulaşımın daha kolay olması için asansör dikmeleri yapılacaktır.
2. Hacı Bayram Camii: Tarihi dokusuyla dikkat çekici Hacı Bayram Camii, Ankara'nın en eski camilerinden biridir. Ankara'nın Ulus semtinde Augustus Tapınağı'nın bitişiğindedir. İlk olarak H. 831 (1427/28) yılında yapılan cami, 17. ve 18. yüzyıl camilerinin özelliklerini taşımaktadır. Cami uzunlamasına dikdörtgen planlıdır. Kuzey ve batı narteksleri sonradan eklenmiştir. Türbenin güneydoğu duvarında kare planlı, taş kaideli, silindirik tuğla gövdeli ve iki şerefeli minare yer alır. Caminin son cemaat yerinin güney duvarında sülüs ile kelime-i tevhid yazılıdır. Tek nefli iç mekân ahşap tavanla örtülüdür. Tavanın ortasındaki büyük altıgen gül pencere altı sıra çiçek bordürle çevrilidir. Aynı rozet, kadınlar mahallinin batısındaki ek mekânın tavanının ortasındaki dikdörtgen panoda da bulunur.
İNCE BİR İŞÇİLİK ÖRNEĞİDİR
Caminin iç tavan silmelerinde çiçek desenleri bulunmaktadır. Kadın mahallinde de aynı tip eşikler kullanılmıştır. Caminin alt pencereleri dikdörtgen planlı ve demir parmaklıklıdır. Dıştan sivri kemerli nişlerle çevrilidir. Üst pencereler sivri kemerli, alçı parmaklıklı ve vitraylı olup, etrafı kalem işi çiçek motifleriyle çevrelenmiştir. İç mekânın duvarlarındaki Kütahya çinileri pencerelerin üst kısmına kadar yerleştirilmiştir. Çinilerden sonra bordürü çizilmiş palmetlerle düz bir duvara geçilir. Alçı mihrap kalıp tekniği ile yapılmış olup mukarnas nişlidir. Mihrap alınlığında beş sıra Kur'an-ı Kerim'den nesih kitabeleri yer almaktadır. Mihrap bordürlerinde de bir süs olarak kelime-i tevhid görülmektedir. Boyalı minber kündekari tekniği ile yapılmış olup ince bir işçilik sergilemektedir. Caminin ahşabına yapılan işlemeler Nakkaş Mustafa'ya aittir. Kıble tarafındaki iki kitabede caminin 1714 yılında Hacı Bayram Veli'nin torunlarından Mehmet Baba tarafından onarıldığı yazılıdır.
1429 tarihli türbe, caminin mihrap duvarına bitişiktir. Kare planlı, sekizgen kasnaklı, kurşun kubbelidir. Cephe mermerdir. Portal özellikle cephede belirtilmiştir. Dikdörtgen bir çerçeve içinde beyaz ve renkli mermerlerle süslenmiş dilimli bir kemer ve içinde renkli zikzak kilit taşlarıyla süslenmiş bir ön kapı kemeri bulunmaktadır. Türbenin iç ve dış ahşap kapıları Ankara Etnografya Müzesi'ndedir. Taçkapının solundaki pencere mukarnas frizi ile çevrelenmiş olup demir parmaklıklıdır. İçeride kubbe, kalem işi sarı, turuncu, lacivert, gri ve renkli süslemelerle süslenmiştir. Mihrap mukarnaslı ve sadedir. 15. yüzyıl Ankara'daki türbelerin en güzel örneklerinden biridir. Caminin bahçesinde sekizgen kubbeli bir türbe daha bulunmaktadır. Osman Fazıl Paşa Türbesi olarak bilinen bu eser 18. yüzyıla aittir.
3. Ahmet Hamdi Akseki Camii: Modern tasarımı ve büyüleyici iç dekorasyonuyla öne çıkan bu cami, Anadolu'nun dini mirasını çağdaş bir tarzla birleştirerek göz kamaştırıcı bir etki yaratmaktadır. Ahmet Hamdi Akseki Camii, Türkiye'nin başkenti Ankara'nın Çankaya ilçesinde, Dumlupınar Bulvarı üzerindeki Bilkent Bendinde, Diyanet İşleri Başkanlığı yanındaki arsa üzerine inşa edilmiş cami ve camiye ait tesislerdir. 2013 yılında ibadete açılan cami, adını eski Diyanet İşleri Başkanlarından Ahmet Hamdi Akseki'den almıştır. Ahmet Hamdi Akseki Camii, Diyanet İşleri Başkanlığı ile Diyanet ve Sosyal Hizmetler Vakfı tarafından yaptırılmıştır. 2006 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı ile Diyanet ve Sosyal Hizmet Vakfı'nın ortaklaşa düzenlediği Cami Projeleri İstişare Toplantısı'nda söz konusu araziye cami yapılması fikri gündeme geldi.
CAMİNİN İÇİNDEKİ HAT SANATI HATTAT HÜSEYİN KUTLU'NUN İMZASINI TAŞIR
Binanın mimarı Salim Alp'tir. Temeli 19 Kasım 2008'de atılan ve inşaatı yaklaşık 4,5 yıl süren cami, 18 Nisan 2013'te dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in katıldığı törenle açıldı. ve Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez. Diyanet İşleri Başkanı Ahmet Hamdi Akseki Camii'nin en az 30 milyon liraya mal olduğunu bizzat söyledi. Caminin iç tezyinatı, süslemeleri ve süslemeleri Sonay İlbay başkanlığındaki bir ekip tarafından yapılmıştır.Caminin içindeki hat sanatı hattat Hüseyin Kutlu'nun imzasını taşır; süslemeler, süs eşyaları ve altın varak Nakkaş Nezih İrteş tarafından yapılmıştır. Cami, içinde 5.000, açık alan dahil edildiğinde 30.000 kişinin ibadet edebileceği büyüklüktedir. Kompleks toplam 80.000 metrekarelik iç mekandan oluşmaktadır. Buna ek olarak caminin 21 dönümlük bir bahçesi vardır.
4. Maltepe Camii:
Maltepe Camii 1954-1959 yılları arasında 1950 yılında yapılmıştır. Ankara Maltepe'de Cami Yaptırma Derneği tarafından yaptırılmıştır. Bu dernek daha sonra Ankara Maltepe Yapılıp Yaşanan Camii adını almıştır. Derneğin adını taşımaktadır. Mimarın yeşil mezarının restorasyonu Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi binası ve birçok Binanın mimarı Recai Akçay'dır. Tek kubbeli ve iki minareli olarak inşa edilen Maltepe Camii Dışarıdan bakıldığında tam bir Osmanlı mimarisidir. o bakış yüzünden Caminin yapımının çok eskilere dayandığına inanılsa da aslında 1959 yılında yapılmıştır. Yakın zamanda açılmış bir camidir. 5000 kişilik kapasiteye sahiptir.
EŞSİZ BİR ŞADIRVAN
20 metre genişliğinde, 20 metre yüksekliğinde ve 30 metre yüksekliğinde olan cami, beyaz taş ve tuğladan yapılmış olup oldukça gösterişli bir camidir. Minarelerde 142 basamak çıkılarak şerefeye ulaşılır. Üç girişi olan caminin kubbesinin üst kısmında Fatiha suresi yazılıdır. Caminin duvarları da oldukça gösterişlidir. Yerden 5 metre yükseklikte çinilerle kaplı olan camide, çiniler bitirildikten sonra mermer taş üzerine oyulmuş Tegabun Suresi yazılmaktadır. Mihrap bölümünde sağ tarafta, sol tarafta Allah, Hz.Muhammed'in adı yazılıdır. Minber bölümü de 9 basamaklıdır ve mermerden yapılmıştır. Caminin hocası, hutbeyi resmi tatillerde ve Cuma namazlarını bu bölümde okur. Ayrıca cami çevresinde Kuran kursu, şadırvan ve tuvalet alanı bulunmaktadır. Dış avluda iki adet mermer musalla taşı bulunmaktadır. Musalla'nın taşları camiye yakışır şekilde kaplanmıştır. Avlusu ne yazık ki günümüzde pek çok camide görülmeyen ağaçlıklıdır.