Ankara’nın Kızılay semtinde bulunan ve 1924 yılında Macaristan’ın diplomatik faaliyetlerine ev sahipliği yapan tarihi bina, bugün gençlerin ders çalıştığı huzurlu bir mekan olarak hizmet veriyor.

Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti Ankara olarak ilan edilmesinin hemen ardından 1924 yılında diplomatik faaliyetlerine başlayan Macaristan, ilk büyükelçiliğini Kızılay'da Gazi Mustafa Kemal Bulvarındaki numara 10 adresindeki tarihi binada kurdu. Bu bina, I. Dünya Savaşı öncesinde inşa edilmiş ve dönemin Ankara’sının en önemli yapılarından biri olarak kabul ediliyordu.

Macaristan Büyükelçiliği Binası

DÖNEMİN ANKARA'SININ ÖNEMLİ YAPILARINDAN 

27 Mayıs 1924 tarihinde Macaristan'ın Türkiye’deki ilk büyükelçisi László Tahy, görev mektubunu cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’e takdim ederek göreve başladı.

Macar Krallığı, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun dağılmasının ardından bağımsız bir diplomatik misyon olarak Ankara’da faaliyet göstermeye başladı. Ancak, bu tarihi bina 1997 yılında Macar Dışişleri bakanlığı tarafından satıldı ve bugün özel bir markaya ait olarak hizmetlerini sürdürüyor. 

Büyükelçilik Binası

Ankara'nın yaşlı sakinleri arasında halâ Macar büyükelçiliği olarak hatırlanan bu bina, günümüzde gençlerin ders çalıştığı, tarih kokan bir mekan olarak dikkat çekiyor.

Başkente açılan farklı bir pencere: ‘Arada Bir Yerde Ankara’ sergisi sanatseverleri bekliyor Başkente açılan farklı bir pencere: ‘Arada Bir Yerde Ankara’ sergisi sanatseverleri bekliyor

Kızılay Mahallesi Gazi Mustafa Kemal Bulvarı’nda yer alan bina, özel bir kahve markasının işletmesi olarak kullanılıyor. İki katlı yapının sessiz ve huzurlu atmosferi, öğrencilere keyifli ve sakin bir çalışma ortamı sunuyor. Binanın dışındaki açık alan ise sohbet etmek isteyen ziyaretçiler için ideal bir buluşma noktası.

Macaristan Byükelçilik

İlk defa gelen ziyaretçilerin, bu binanın tarihi önemi hakkında bilgi sahibi olması hem şaşırtıcı hem de duygulandırıcı bir deneyim sunuyor. Tarihi atmosferi ile ziyaretçilerini geçmişe yolculuğa çıkaran bina, bugün de yaşadığı dönüşümle Ankara’nın kültürel ve tarihi zenginliğinin bir parçası olmaya devam ediyor.

Muhabir: TUĞBA AKKESEN