Ankara, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve bu zengin geçmişini mimarisine de yansıtmıştır. Özellikle camilerde yer alan nakışlı minberler, Osmanlı ve Selçuklu dönemlerinin ustalık gerektiren ahşap işçiliğinin en nadide örneklerinden biri olarak öne çıkmaktadır. Minberler, camilerde hutbe okunmak için kullanılan merdivenli yapılardır. Ancak Ankara’daki tarihi camilerde yer alan minberler, yalnızca işlevsellikleriyle değil, üzerlerindeki ince el işçiliği ve nakış gibi işlenmiş ahşap süslemeleriyle de dikkat çeker. Bu minberlerin bazıları kakma, oyma ve kündekâri gibi geleneksel tekniklerle yapılmış olup, Anadolu’daki en önemli ahşap işçiliği örnekleri arasında gösterilir. Bugün hâlâ korunan bu eserler, geleneksel Türk-İslam sanatının ustalık eserleri olarak ziyaretçilerini büyülemeye devam ediyor.
AHİ ELVAN CAMİİ'NİN AHŞAP MİNBERİ
Ankara’nın en eski camilerinden biri olan Ahi Elvan Camii, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ışık tutan önemli bir eserdir. Caminin inşa kitâbesi bulunmamakla birlikte, minberde yer alan yazıtlardan yapının Nizâmeddin Zehrab soyundan Hacı Elvan b. Mehmed Bey tarafından yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Minber, Selçuklu ahşap işçiliğinin en güzel örneklerinden biri olarak kabul edilir. Geometrik desenler ve ince oymalarla süslenen minberin bazı parçaları zamanla kaybolmuş, kapı kanatları ise Ankara Etnografya Müzesi’ne taşınmıştır. Buna rağmen minberin sanat değeri korunarak caminin tarihi dokusuna katkıda bulunmaya devam etmektedir.
ASLANHANE (AHİ ŞERAFETTİN) CAMİİ
Dünya Mirası olarak kabul edilen Ahi Şerafettin Camii, Ankara Kalesi’nin güneyinde, Ulus Samanpazarı bölgesinde yer almaktadır. Anadolu’nun Orta Çağ dönemine ait ahşap direkli cami mimarisinin en özgün örneklerinden biri olarak öne çıkmaktadır. Caminin ceviz ağacından yapılmış minberi, dönemin ahşap oymacılığı açısından en başarılı işçiliğe sahiptir. Minberin kapısı, tacı, iki yan aynalıkları ve korkulukları, zarif ve detaylı oymalarla süslenmiştir. Bu ustalık eseri, Selçuklu ve Osmanlı sanatının birleşimini yansıtarak Ankara’nın kültürel mirasına katkıda bulunmaya devam etmektedir.