Türkiye'nin başkenti Ankara, zengin tarihi ve kültürel mirası ile dikkat çeken önemli bir şehirdir. Ankara'nın sembolleri, şehrin zengin tarihini, kültürel çeşitliliğini ve ulusal kimliğini yansıtan önemli unsurlardır. Bu semboller, şehre karakter kazandıran ve ziyaretçilere şehrin derinliklerini keşfetme fırsatı sunan öğelerdir. Ankara'nın kimliği, bu sembollerin ve daha birçok önemli yerin bir araya gelmesiyle şekillenir. Ankara'da yaşayan birçok kişi Ankara'nın sembollerini bilmiyor. Ankara'nın sembolleri neler? Ankara'nın simgesi nedir? Ankara'nın sembolü nedir? Sizler için Ankara'nın sembollerini araştırdık...

Ankara'daki Çoğu Kişi Bunları Bilmiyor: Ankara'nın Sembolleri Neler?

Ankara Kedisi

Ankara kedileri dünyadaki en popüler safkan kedi ırklarından biridir. Ankara kedisi Türkiye'de üretilen doğal ve saf bir kedi ırkıdır. Ankara kedisi, ülkenin ulusal hazinelerinden biri olarak kabul ediliyor ve ilk kez Haçlı Seferleri sırasında dünyanın dikkatini çekti. 1620-1625 yılları arasında Fabri de Peiresc adında bir Fransız bilim adamı, birkaç saf beyaz kediyle birlikte antik Ankara'dan ülkesine döndü. Bu kedilerin daha yaşlı yavruları Fransız soylularına özenle dağıtıldı. İlk yavrulardan biri Fransız devlet adamı Cardiani de Richekieu'ya verildi.18. 19. yüzyılda bu asil kedilerin hayranları arasında 15. Louis, 16. Louis ve Marie Antoinette de vardı. Bu yağlıboya tabloların birçoğu Ankara kedilerini tasvir ediyor. 19. yüzyılda pek çok Ankara kedisi Fransa'dan Amerika'ya ihraç edildi. 1962 yılında pek çok Amerikan askeri personelinin Ankara Hayvanat Bahçesi'nde 45 yıllık bir yetiştirme programının ürünü olan Ankara kedilerini görmesi ve çok sayıda askeri personelin ülkelerine geri gönderilmesi, bu kediye olan ilgiyi yeniden canlandırdı. İnce işlemeli, ipeksi, orta uzunlukta kürklü bu kedi, güzelliğini bilerek ve lezzetini koruyarak her tarzda sevilmeye ve ilgiyle yapılmaya devam ediyor.

Ankara Keçisi

Ankara Keçisi tiftif üretim merkezidir. Ülkemizden tüm dünyaya yayılan Ankara keçisinin ürünüdür. Çünkü; Ankara keçisi dünya literatüründe Ankara keçisi olarak bilinmektedir. Ankara keçisi, 13. yüzyılda Hazar Denizi kıyısındaki Türkler tarafından Anadolu'ya tanıtılmıştır. Çığır açan girişim, Orta Anadolu'nun kuru iklimi ve hava koşullarına çok uygundu ve o günden bu yana bölgede öne çıkan, gelir getirici  olmayı sürdürdü. 1939 yılına kadar sadece İç Anadolu Bölgesi'nde, özellikle Ankara ve illerde ekonomik değer taşıyan Ankara keçisi, bu kayıtların dışında farklı zamanlarda gönderilmiş ve gittiği her yerde çoğunlukla minyatür formda kalmıştır. Halen tüm dünyada Ankara Keçisi olarak bilinmekte, bu sayede Ankara'nın ve Türkiye'nin adını tüm dünyaya duyurmaktadır. Ankara keçisi Ankara'nın tüm ilçelerinde yetiştirilmekle birlikte Ayaş, Beypazarı, Güdül ve Nallıhan ekimi en fazla yapılan ilçelerdir. Ayrıca elyafın “Özel Saç Elyafı” bölümünde de kullanabilirsiniz. İncelenenler arasında kaşmir, alpaka, deve kılı, keçi kılı vb. yer alır. Yapısına göre en çok kullanılan ve aranan elyaf olması nedeniyle bugün belge endüstrisinde güçlü bir güçtür. Bir tekstil elyafı olmasına rağmen genellikle dokuma endüstrisinde saf olarak kullanılmaz. Pamuk, yün, doğal elyaf, akrilik gibi sentetik elyaflarla farklı oranlarda karıştırılarak kullanılır. Ana tüketim tekstil sektöründedir. Kumaşlarda, lüks battaniyelerde, halı dokumada, dokuma pazarında, peruk ve oyuncak sektöründe, paraşüt kordonu ürünlerinde kullanılmaktadır. Ankara keçisi Ankara'dan Anadolu'ya gelmiş olup, bölgede yetiştirilmektedir. Ankara keçisinin kıllarından iplik haline getirilerek, bu iplikten Türk kumaşlarının bir özelliği olan “Ankara Sofu” yapılıyordu. Renklerin çeşitliliği, dokunuşlarındaki ustalık ve incelikler dikkat çekiciydi. Bu keçinin kıllarından elde edilen ürünler yerli ve yabancı tüccarlar için önemli bir pazar teşkil etmektedir.

Ankara Tavşanı

Dünya pazarında Avustralya'dan Fransa'ya kadar pek çok ülkede yetiştirilen ve milyonlarla ifade edilen Ankara tavşanı, birkaç çiftlikte yetiştirilip üretiliyor ancak sayısı bin civarında. Tarihi belgelere göre Ankara tavşanı 1723 yılında Anadolu'dan tamamen kaybolmuştur. Almanya'da yaşayan bir Türk vatandaşı tarafından memleketine getirilen Ankara tavşanı, Kayseri'deki çiftlikte yetiştirilmeye başlandı. Ankara'da Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'na bağlı enstitüde yetiştirilen Ankara tavşanı sayısı 500 ile 1.000 arasında olup, tesadüfen bulunan bu türün kendi ülkesinde yaygınlaştırılmasına yönelik çalışmalar devam etmektedir. Çok değerli Ankara tavşanı anavatanına hiçbir sorun yaşamadan uyum sağladı.  Yılda 40 cm uzunluğa ulaşan tüyleri 2-3 aylıkken kırkılır. Her hayvan yılda ortalama 1 kg yün üretir. Tüyü hafiftir ve çok fazla ısı tutar. Romatizma bölgesine yönelik giysi üretiminde kullanılan Ankara tavşanı yünü, Ankara kazaklarının üretimi için büyük bir potansiyele sahiptir ve ağırlığınca altın değerindedir, hafiftir ve çok fazla ısı tutar.  Dolaşım bozuklukları ve romatizma hastalarının acil ihtiyaç duyduğu korse, dizlik, iç çamaşırı, fizyoterapi ve nevralji için termal giysinin yanı sıra sıcak tutan giysilerin sağlanması gerekir.

Gölbaşı Sevgi Çiçeği

Bitkinin cins adı Hipokrat'ın keşfettiği efsanevi yaratık Centaur'dan farklıdır. Bitki yapısının bu canlılara benzerliği nedeniyle bu bitkiye Linnaeus tarafından “Centaurea” adı verilmiştir. Halk arasında Kırmızı Peygamber Çiçeği, Yanardöner ve Gelin Düğmeleri olarak bilinen bitki, kırmızı, mor ve pembe renkte çiçekler açar. Efsaneye göre birbirini seven ama bir türlü kavuşamayan iki genç arasında örülmüş olan Gölbaşı aşk çiçeği, her çiçeğin içindeki farklı renkteki çiçeklerle bu aşkı bize anlatır. Bölgeye özgü bir bitkidir ve öncelikle Mogan Gölü'nün doğu yakasında yetişir. Çiçekçiliğin aşırı çoğalması, ekim, bölgelerde tarımın teşvik edilmesi ve bu bitkilere sunulan bitkilere maruz kalınması, ağaçlandırma, peyzaj ve inşaat faaliyetleri bu türü tehdit eden faktörlerdir.

Ankara Armudu

Mükemmel meyve kalitesi ve uzun saklama süresi nedeniyle eski çağlardan beri yoksulların ilgisini çeken yerel standart kışlık çeşitlerimize ait ürünler. Armut genlerinin aktarıldığı üreticinin Ankara armutunun yanı sıra 600'ün üzerinde yazlık, kışlık, standart ve yerli çeşidi bulunmaktadır. Ankara'ya, Bursa'ya ve yoksulluk içinde yaşayan yoksullara ulaşmak için yapılması gerekenlerin güzel bir örneği. Ilıman bir bitki olarak yoksulluğun arttığı tüm tarım bölgelerinde yetişmektedir. Yoksullukla mücadele eden bu ülkede Çubuk, Kızılcahamam, Nallıhan, Kalecik, Güdül, Ayaş ve Kazan bu mivelerin yetiştiği başlıca ilçelerdir. Enerji seviyeleri yüksektir ve gıda kalitesi yüksektir. Bu ilçelerden Çubuk toplam üretimin yaklaşık 1/3'ünü karşılamaktadır. Ankara ilinde yetişen yoksulluk modeli Ankara armutudur. Yani Ankara dünyada tektir. Bu sayede bölgedeki yoksulluk üretiminin payı çeşitlenmektedir. Esas olarak Ankara ilinden gelen Ankara armudu, meyve yetiştiriciliği açısından olumsuz çevre koşullarına sahip olan İç Anadolu bölgesine iyi uyum sağlamıştır.

Ankara Çiğdemi

Latince “Çiğdem” de şarkının bir parçası. Sadece sarı kısımlar değil mor ve beyaz renkli kısımlar da bulunmaktadır. Toprağın koruması altında tutulan soğan, Şubat-Nisan ayları arasında karların erimesiyle birlikte çiçek açar. Çiğdem, bu ülkelerin bin yıllık tarihi boyunca bu ülkelerde var olan medeniyetlerin geçmişte yaşadığı yerdir. Anadolu'da ilk kez merkezi bir devlet kuran Hitit uygarlığının dilinde çiğdemin adı An'dır. Aynı adı taşıyan bahar şenliği çiçeğin açtığı ilk günlerde kutlanır ve bu bayram aynı zamanda bereket tanrısı Telepinu'nun dönüşünü de kutlar. Bu çiçeğin adı, yaklaşık 5.000 yıllık eski Mısır uygarlığına ait papirüslerdeki şifalı bitkiler arasında da geçmektedir.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı: İnsansız hava aracı pazarının yüzde 70’i Türkiye’de Sanayi ve Teknoloji Bakanı: İnsansız hava aracı pazarının yüzde 70’i Türkiye’de

Kalecik Karası

“Kalecik meyvesi karası” olarak bilinen bir üzüm çeşidi olup Ankara’ya özgü bir başka bitkidir. Kalecik Karası, Ankara ili Kalecik İlçesi sınırları içerisinde Kızılırmak Vadisi'nde yetiştirilen, bölgesel satış başarısına sahip önemli bir kırmızı şarap çeşididir. Üzüm uygulaması bitkinin dikiminden sonraki 3 yıl içinde başlar. 1 dönüm araziden yaklaşık 1 ton ürün, 1 kg üzümden ise 1 şişe şarap elde edilebilmektedir.  Kalecik Karası'nın eşsiz bileşimi bu toprak türlerinden bol miktarda bulunur. Kendine has iklim özelliklerine sahip bu toprakların birleşiminden oluşur.  Başka bölgelere nakledilen üzüm fideleri Kalecik Karası bitkisi olma özelliğini kaybeder. Yani Kalecik Karası kırmızı şarabı ancak Kalecik ilçesinde yetişen üzümlerden elde edilebilmektedir.

Ankara Gölbaşı Andezit Taşı

Ankara'ya özgü bir diğer ticari değere sahip olan Ankara Gölbaşı Andezit taşı günümüze kadar korunmuş ve tüm Anadolu uygarlıkları tarafından kullanılmıştır. Pembe-gri kaplamaya sahiptir ve aşınmaya dayanıklıdır. Mülkler, apartmanlar ve villalar diğer bölgelerde de mevcuttur. Dekoratif ve kaymaz olması nedeniyle inşaat sektörünün vazgeçilmez tercihidir.

HABER: ÖMER YILDIZCI

Editör: ÖMER YILDIZCI