15 Temmuz 1921 tarihinde Ankara’da toplanan Maarif Kongresi, Türkiye’nin Kurtuluş Savaşı’nın en zorlu günlerinde eğitimde bir dönüm noktası olarak tarihe geçti. Maarif Müdürleri, okul yöneticileri, öğretmenler ve dönemin aydınları, Türk eğitim sistemine yön verecek kararları tartışmak için bir araya geldi. Mustafa Kemal Atatürk'ün bu toplantıda yaptığı konuşma, Cumhuriyet’in temel eğitim politikalarının ilk işaret fişeği olarak kabul edildi.
Mustafa Kemal, eğitimcilerle yaptığı görüşmede, bağımsız bir Türkiye’nin inşasında eğitimin kritik rolüne dikkat çekti. Eğitimin millî bir çerçevede ele alınması gerektiğini vurgulayan Atatürk, öğretmenlerden geleceğin modern ve bağımsız Türkiye’sinin mimarları olmalarını istedi.
Kongrede eğitimin mevcut durumu ve geleceği detaylı bir şekilde ele alındı.
EĞİTİMİN KRİTİK ROLÜNE DİKKAT ÇEKİLDİ
İlköğretimin beş yıla çıkarılması, okulların yapısal ihtiyaçları, kız çocuklarının eğitimi ve yerel eğitim uygulamaları gibi konular gündemdeydi. Ortaöğretimde sadeleştirme ve yerelleştirme konularında fikir birliğine varıldı. Ancak savaşın ağır koşulları nedeniyle kongrenin tüm gündem maddeleri derinlemesine tartışılamadı.
Kongre, katılımcı profili açısından da dikkat çekti. Kadın öğretmenler Halide Edip Adıvar, Müfide Ferit Tek ve Şahur Hanım’ın katılımı muhafazakâr çevrelerde eleştiri konusu olurken, Mustafa Kemal bu tepkilere karşı net bir duruş sergiledi. Kongrenin karma yapısı, dönemin ilerici eğitim anlayışını yansıtıyordu.
Her ne kadar kongrede tüm konular kapsamlı şekilde sonuçlandırılamamış olsa da, savaş şartlarına rağmen eğitim gibi kritik bir alanda fikir alışverişi yapılması, Türkiye’nin çağdaşlaşma mücadelesinde önemli bir adım olarak kabul edildi.
Öğretmenlerin bağımsızlık ve çağdaşlaşma bilinciyle hareket etmesi, kongrenin en büyük kazanımlarından biri oldu.
Öğretmenler Günü Kutlu Olsun...