Ankara Kulübü Derneği’nin kurululuşunun 100. yıl kutlama etkinlikleri kapsamında düzenlenen Ankara Söyleşileri serisinin ikincisi, Ankara Konağı Başkent Salonu'nda gerçekleşti. Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Güray Kırpık’ın sunumuyla düzenlenen “Ankara’da Ahilik, Bacıerenlik ve Seymenlik Kültürü” başlıklı program, yoğun katılım ve ilgi gördü. Ankara Kulübü Derneği Genel Başkanı Dr. Metin Özaslan’ın ev sahipliğinde yapılan ve ANKESOB Başkanı Hüseyin Ar’ın da hazır bulunduğu söyleşi programı, üniversite öğrencileri ile Ankara konusunda fotoğraf, belge ve kitaplardan oluşan eşsiz bir koleksiyona sahip Dericizade Faruk Küçük’ün de aralarında bulunduğu dernek üyelerinin yoğun ilgi ve katılımıyla, oldukça verimli geçti. Ankara’da Ahilik, Bacıerenlik ve Seymenlik Kültürü üzerine ayrıntılı sunumunda Prof. Dr. Güray Kırpık,
“Ahilik, kökleri eski Türk törelerine dayanan ve Anadolu'da yüksek bir gelişim gösteren esnaf, zanaatçı, çiftçi vb. bütün çalışma kollarını içine alan ocaktır. Bacıerenlik (Bacıyan-ı Rûm/Anadolu Bacıları/Alp Eren Bacılar/Alp Kadın/Alp Bacılar) Anadolu Ahilerinin kadın koludur. Seymenlik (Sekbânlık, Sökmenlik, Seğmenlik, Sey-men, Saymen, Atlı Süvari birliği, bayram ve düğün alayında silahlı gösteri yapan askeri tımarlı sipahi sınıfı, efe ve yiğitler sınıfı, Seğmenbaşı, Seymen/Seğmenler, muharebede manevra grubu, öncü vurucu avcı çavuşlar birliği) Ahilik kültürünün sosyal ve askeri yiğitler, ayyarlar ve emin muhafızları yani güvenlik koludur. Seymen Ankara efesidir, Ankara yiğidinin adıdır. Seymenlikte gençlere delikanlı, yaşlıca olanlara ‘kart tıraş efe’ adı verilir" dedi.
‘AHİ ŞEHRİ ANKARA’NIN SEYMEN OLMAYAN BÖLGESİ YOKTUR’
Ankara'nın bir Ahi şehri olduğunu ve her bölgesinde Seymen olduğunu, Seymenlik geleneğini yaşatıldığını belirten Kırpık, şöyle devam etti: "Ahiler birliktir. Ahilikte birlikten güç doğar, birlik olmazsa her şey batar, devlet de batar. Ahilerin ufkuyla kurulmuş devletlerimizle tarihimizi anlayabiliriz. Ahilerin nasihatı; ‘bir olalım, iri olalım, diri olalım’, sözde kalmıyor, her daim uygulanıyor. Ahilikte, eren olmadan Ahi olunamaz. Fatma Bacı; ‘Bacıların ereniyim’ diyor. Ahilikte üretim vardır. Ahilikte ayrıştırma, birbirine düşürme yoktur, güçlü birliktelikle üretim alanında da bütün engelleri aşacak bir yaklaşım vardır. Ahilikte adaletle birlikte gönüllere girmek vardır. Ahi demek; millet demek; yani bacı, bacıeren, seymen demektir. Ahilerin Ankara’da dokunmadığı yer kalmamıştır. 24 Oğuz boyu geliş ve fetih istikametleri doğrultusunda Ankara, Kırşehir ve Kayseri, Sivas’a kadar olan coğrafya, Ahiliğin yoğun olarak görüldüğü bir bölge olmuştur. Ankara Ahi şehridir, Seymen olmayan bir bölgesi yoktur. Ahilerin süvarileri Seymendir. Herkes gelir gider, Ahiler yaşadıkları bölgeyi sahiplenendir, kalıcıdır. Fütüvvetname ise (Yaygın Eğitim Ders Materyali) Ahiyan-ı Rûm (Anadolu Ahileri) ve Bacıyan-ı Rûm'un (Anadolu Bacıları) temel adab ve erkan kitabı diğer bir ifadeyle ahilerin talim ve terbiye düsturlarını anlatan ders kitabıdır.”
Kırpık'ın sunumunun ardından karşılıklı soru-cevap şeklinde devam eden söyleşi programında ANKESOB Başkanı Hüseyin Ar da konuşmasında Ahi Evran-ı Veli’nin kurmuş olduğu esnaf ve sanatkar birliği Ahilik teşkilatının sosyal ve iktisadi anlamda en çok Ankara’da iz bıraktığını kaydetti, Ankara’nın tam bir Ahi şehri olduğu üzerinde durdu.
Ankara Kulübü Derneği Genel Başkanı Dr. Metin Özaslan da kapanış konuşmasında şunları kaydetti: “Ankara Kulübü Derneği olarak kültür tarihimiz adına, kültürel hafızayı canlı tutmak adına faaliyetler sürdürüyoruz. Bu anlamda bugünkü söyleşi programımızın konusu da gerçekten çok önemli. Bu topraklarda Ahiliği anlamadan, bu toprakları anlamak, Ahiliği anlamadan, bizi anlamak, kendimizi anlamak zor. Ahilik çok önemli bir kurum olmakla birlikte dünyanın da merak ettiği bir yapı. Ahilik, Ankara’daki Ahi Cumhuriyeti örneği ile 1923 Cumhuriyetine de ilham veren bir kurum. Ahiliğin kurucusu Ahi Evran’ın bilimsel anlamda modern ekonominin kurucusu olduğunu söyleyebiliriz. Ahi Evran yüzlerce yıl önce iş ve meslek bölümlerini uygulamak üzere, esnaf ve zanaat birliklerini kuruyor. Kendimizi anlamak için Ahiliği çok daha iyi tanımalıyız. Seymenlik ve Bacıerenlik irtibatlı ve tüm bunların merkezinde yer alan ana sahnenin Ankara olduğunu görüyoruz. Bu nedenle Ankara’yı anlamadan Anadolu’yu, Osmanlı’yı, Cumhuriyeti anlamak zor olur. Güray Kırpık hocamızın değerli sunumuyla hem bilgilerimiz tazelendi, hem de bilgi dağarcığımıza yeni bilgiler eklendi. Kırpık hocamıza ve söyleşimize katılım gösteren tüm konuklarımıza teşekkür ediyorum.”
Ankara Söyleşileri serisinin mayıs ayına kadar devam edeceğini ve bir aranın ardından ekim ayında tekrar başlayacağını da sözlerine ekleyen Özaslan, Prof. Dr. Güray Kırpık’ı başarılı sunumundan dolayı tebrik ederek, teşekkür belgesi takdim etti.