Ankara, Türkiye'nin başkenti olmasının yanı sıra, zengin bir kültürel ve tarihsel yapıyı içinde barındırır. Şehir, geçmişten günümüze dek ayakta kalmayı başaran pek çok tarihi yapıya ev sahipliği yapıyor. Bu yapılardan biri olan Seymenler Kıraathanesi. Bu kahvehane, Ankara kültürünü en iyi yansıtan mekanlardan biri olarak dikkat çekiyor. Seymenler, Ankara denilince akla ilk gelen, köklü bir Oğuz geleneğinin günümüzdeki temsilcileridir. Seymenlik, Ankara’nın tarihine, kültürüne ve folkloruna sahip çıkan, toplumsal bir aidiyet duygusunu besleyen bir gelenek. Oğuz Türklerinden miras kalan bu gelenek, Ankara kültüründe önemli bir yer tutuyor ve günümüzde de yaşatılmaya devam ediyor. Hilmi Pamuk ise, bu kültürü yıllardır Seymenler Kıraathanesi aracılığıyla canlı tutan bir işletmeci.
Hilmi Pamuk, kahvehaneyi ilk kez 1962 yılında amcasının işlettiğini, amcasının vefatının ardından 1978'de devraldığını söyledi. Pamuk, Ankara'nın ilk yerleşim yerlerinden biri olan Altındağ'da, İbni Sina Hastanesi'nin bulunduğu bölgede yer alan kıraathanenin, o dönemlerde Ankara’nın çevre köylerinden gelen insanların bir araya geldiği bir buluşma noktası olduğunu belirtti. Taşpınar, İncek, Tulumtaş gibi köylerden gelen insanların at pazarına çıkıp alışveriş yaptıktan sonra uğradıkları bir kahvehane olan Seymenler Kıraathanesi, o yıllarda büyük bir canlılık ve kalabalıkla anılıyordu.
"HATIRA OLARAK İŞLETMEYE DEVAM EDİYORUZ"
Pamuk, günümüzde kıraathanenin eski kalabalığını ve ihtişamını yitirdiğini ifade ederken, çevre köylerin ilçe olması ve mahallelerin değişmesiyle birlikte, kıraathaneye olan ilginin azaldığını vurguladı. Gecekondu bölgesinin kamulaştırılması ve yerine hastaneler yapılmasının ardından, kıraathane kendi küçük parselinde varlığını sürdürdüğünü söyleyen Pamuk kıraathaneyi "hatıra olarak işletmeye devam ediyoruz" dedi. Seymenler Kıraathanesi işletmecisi Hilmi Pamuk, kıraathanenin tarihi ve eski Ankara'ya dair şu bilgileri verdi:
"ÇEVRE KÖYLERDEN GELENLERİN BULUŞMA NOKTASIYDI"
"Biz Ankara'nın yerlisiyiz. Kafe ve çay ocağımızın adı Seymenler Kıraathanesi. Mahallemiz, Ankara'nın en eski yerleşim alanlarından biridir. Geçmişte burası tamamen gecekonduydu. Daha sonra, kamulaştırma çalışmalarıyla mahallelerimiz yıkıldı ve yerine hastaneler yapıldı. Ancak bu alan ayrı bir parsel olarak kaldı, biz de burada sade bir şekilde varlığımızı sürdürdük. Kıraathanemizin tarihi 1962 yılına kadar uzanıyor. O zamanlar, kahvehaneyi amcam işletiyordu. Amcam vefat ettikten sonra, 1978 yılında işletmeyi devraldım ve 2024 yılına kadar kahvehaneyi devam ettiriyoruz. Eskiden burası, çevre köylerden gelen insanların buluşma noktasıydı. Taşpınar, İncek, Tulumtaş, Koparan, Varlık Pınar gibi köylerden gelenler burada buluşurdu. Köylüler, at pazarına gidip alışveriş yaptıktan sonra mutlaka uğradıkları bir yerdi. Benim dedelerim amacalarım babam ve bizler Seymeniz. Ankara'nın yerlisi ve Seymenleri olarak bu kahvenin adını Seymenler Kıraathanesi koyduk. Günümüzde eski mahallelerin çoğu kalmadı ve çevre köyler artık ilçe haline geldi. Eski işlerimiz ve düzenimiz de yok ama hatıra olarak işletmeye devam ediyoruz. Yerimiz belli, adresimiz belli. Biz de geleneği sürdürmeye devam ediyoruz."
