Ankara'nın sembollerinden biri olan ve asırlara meydan okuyan Ankara Kalesi, sadece tarihi bir yapı olmanın ötesinde, surların içinde yaşayanlar için bir mahalle kültürünü de barındırıyor. Kuşaklar boyu burada yaşayanlar, tarihin izleri arasında günlük hayatlarını sürdürmeye devam ediyor.
Tam olarak ne zaman inşa edildiği kesin olmasa da, Milattan Önce 33 ile 476 yılları arasında yapıldığı tahmin edilen Ankara Kalesi, birçok medeniyete ev sahipliği yaptı. Geçmişte ordugah, mühimmat deposu ve gözetleme merkezi olarak kullanılan kale, günümüzde Ankara'nın en turistik mekanlarından biri olarak öne çıkıyor.
Atpazarı, Samanpazarı ve Koyunpazarı gibi tarihi meydanlar, geçmişte ticaretin merkeziyken, günümüzde turistik cazibesiyle ziyaretçileri ağırlıyor. Kale içindeki ahşap, kerpiç ve tuğladan yapılmış eski Ankara Evleri ise halen aktif olarak kullanılıyor.
2 yaşında Kaleiçi mahallesine taşınan ve 56 yıldır burada yaşayan Filiz İlhan, babasının iş yerine yakın olmak için buraya taşındıklarını belirtiyor. İlhan, çocukluğunun tarihi sokaklarda geçtiğini, ancak kalenin zorlu yokuşlarının ve ulaşım sıkıntısının hayatlarını zorlaştırdığını ifade ediyor.
MAHALLE KÜLTÜRÜ YAŞATILIYOR
35 yıldır kale içinde market işleten Hüseyin Demir, mahallede esnaf olmanın avantajlarından bahsediyor. Demir, eskiden daha kalabalık olan mahallenin zamanla nüfus kaybettiğini, ancak tadilat çalışmalarının ardından turist sayısının artacağını umut ediyor.
40 yıldır kalede yaşayan Ali Seydi İlhan, kalenin içindeki yaşamdan memnun olduğunu belirtiyor. İlhan, eski komşuluk ilişkilerinin kaybolduğunu, ancak kale içinde yaşamın hala rahat olduğunu ifade ediyor. Misafirlerin gelip gitmesi, müstakil evde yaşamanın rahatlığını sağlıyor.