Ankara Kalesi'nde bulunan İlhanlı Kitabesi, insanlığın ortak hafızası olarak "Dünya Belleği" listesine dâhil edildi. Bu önemli gelişme, tarihi mirasın korunması ve dünya çapında erişiminin artırılması adına atılmış büyük bir adım olarak değerlendiriliyor.

Ankara Kalesi, tarihi boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve tarihin sayfalarına derin izler bırakmış bir yapı olarak biliniyor. Kalenin köklü geçmişi Galatlar'dan Romalılara, Bizanslılardan Selçuklulara kadar uzanıyor.

Özellikle İlhanlı Devleti'nin büyük hükümdarı Ebu Sait Bahadır Han'ın adının yazılı olduğu Hisar Kapısı, yalnızca bir giriş kapısı değil, aynı zamanda tarihi bir belge niteliği taşıyor. Bu döneme ait İlhanlı Kitabesi, kalenin zamanın ruhunu yansıtan önemli bir parçası olarak dikkat çekiyor.

Ankara Kalesi1

KALENİN RUHUNU YANSITIYOR

Ankara Kalesi, sadece taş duvarlarıyla değil, içinde barındırdığı tarihi belgelerle de önemli bir konuma sahiptir. İlhanlı Kitabesi, kaleyi mimari bir yapıdan öteye taşıyarak, adaletin ve düzenin sembolü haline getiriyor. Bu kitabe, dönemin ticaret hayatını, vergi düzenlemelerini ve adalet anlayışını yansıtarak, ziyaretçilere kalede dolaşırken tarihin derinliklerinde bir yolculuk yapma fırsatı sunuyor.

Dünya Belleği Programı, dünya çapında belgesel mirasın korunması ve erişime açılması amacıyla 1992 yılında kuruldu. Ankara Kalesi, bu programın bir parçası olarak, dünya belgesel mirasının önemli bir unsuru olarak kabul edildi.

Ankara Kalesi’nin tarihi, kentin tarihi kadar eskidir. Galatlar’ın Ankara’ya yerleşmesi sırasında var olan ve Romalılar döneminde onarım gören kalenin ne zaman yapıldığı kesin olarak bilinmiyor. 

İlhanlı Kitabesi

İç ve dış kale olmak üzere iki kısımdan oluşan kalenin iç surları, 7. yüzyılda Bizanslılar tarafından inşa edildi. Bizans saldırıları sırasında tahribata uğrayan kale, 9. yüzyılda yeniden onarıldı. Dış surların ne zaman eklendiği ise kesin olarak bilinmiyor.

Malazgirt Savaşı’ndan iki yıl sonra Selçuklular tarafından ele geçirilen kale, bu dönemde onarılıp genişletildiği biliniyor. 

Kale, Hatip Çayı'nın yanında, Bent Deresi’nden 110 metre yükseklikte kurulmuştur. 20'den fazla kulesi bulunan dış kale, Ankara’yı bir yürek şeklinde çevreliyor. Dört katlı olan iç kale ise kısmen Ankara Taşı’ndan, kısmen de toplama taşlardan yapıldı. İç kalenin iki büyük kapısı olup, Dış Kapı ve Hisar Kapısı olarak adlandırılıyor.

Hisar Kapısı üzerinde İlhanlılara ait bir kitabe yer alıyor. İç kale, yükseklikleri 14-16 metre arasında değişen beşgen şekilli 42 kuleden oluşuyor. Kuzeybatı kısmında Selçuklu hükümdarının yaptırdığı onarımları gösteren bir yazıt bulunuyor.

Bugün, kale içinde Osmanlı Ankarası’ndan kalan çok sayıda ev bulunuyor. Bu evlerin bazıları onarılarak lokanta, dükkân gibi işletmeler olarak kullanılıyor.