Ankara isminin kökeni, antik dönem yazarı Stephanos Byzantinos'un eserlerinde karşımıza çıkıyor. Byzantinos, kentin Galatlar tarafından kurulduğunu belirterek, ilk adının Grekçe "ANKYPA" ve Latince "ANCYRA" olduğunu ifade eder. Grekçe'de "ANKYPA" gemi çapası anlamına gelir.
Bahsi geçen bir hikayeye göre Galatlar, (MÖ 302-265) Pontos Kralı Mithradates'in yanında, Mısır'da hüküm süren Ptolemaioslar'a karşı Karadeniz'de savaşmışlardır. Mithradates'in desteğiyle Ptolemaioslar'ı yenilgiye uğratan Galatlar, ödül olarak değerli topraklar ve bir gemi çapası kazandılar. Bu topraklara yerleşen Galatlar, gemi çapasını da kurdukları kentteki Men Tapınağı'na hediye ettiler.
Ankara, Helenistik dönemde Galat boylarından Tektosag'ların başkenti olmasının yanı sıra Roma döneminde taşra örgütünün başkenti, Bizans döneminde ise imparatorların konakladığı önemli bir kent olarak tarih sahnesinde yer aldı. Osmanlı döneminde Anadolu Eyaleti’nin merkezi olan şehir, köklü bir tarihe sahip.
(Ankyra sikkesi)
KÖKLÜ TARİHE SAHİP ŞEHİR
Kesin kuruluş tarihi bilinmemekle birlikte, yapılan arkeolojik araştırmalar, Ankara'nın tarih öncesi dönemlere dayandığını gösteriyor. Hititler, Frigler, Lidyalılar ve Galatlar'ın bu bölgede yaşamış olduğu tespit edilmiştir.
Hitit dönemine ait izler, Ankara’nın doğusunda, Çorum ili sınırları içinde bulunan Boğazköy’de (Hattuşa) yapılan kazılarda elde edilmiştir. Hitit kaynaklarında sıkça rastlanan "Ankuwa" ismi, muhtemelen bugünkü Ankara'nın bulunduğu yeri işaret ediyor.
Başkentliler için çok farklı bir öneme sahip olan Ankara, geçmişten günümüze kazandırdıklarıyla tarih sahnesinde yer alıyor. Arkeolojik birçok eserde de gemi çapasına rastlandığı düşünülürse kentin adının gemi çapasıyla özdeşleşmesi oldukça doğal görülüyor.
Hikayelerde bahsi geçen olayların gerçekten de bir bağlantısı olup olmadığı resmi kaynaklarda da henüz bilinmese de duyan herkesin ilk duyduğunda neden olmasın? şeklinde yorumlanmasına yol açması pek mümkün.
