Mustafa Kemal Atatürk'ün düşüncelerini, yüce kişiliğini ve çağdaşlaşma hedeflerini yansıtan bir anıtmezar yapma fikri, Türk milletinin ortak isteği olarak belirerek Atatürk'ü kaybetmenin derin hüznü içinde ortaya çıktı. Böylece, Anıtkabir projesi hayata geçirilerek Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün mirası ve Türk İnkılâplarının sembolü olan bu anıt mezar inşa edildi. Anıtkabir'in anlamlı sırlarını sizin için haberimizde derledik.
Rasattepe'den Anıttepe'ye: Anıtkabir, başlangıçta Rasattepe olarak adlandırılan bir tepede inşa edilme planlarına sahipti. Ancak, Anıtkabir projesi belirlendikten sonra tümülüslerin (mezar yapıları) kaldırılması gerekliliği ortaya çıktı. Anıtkabir, bu tümülüslerin kaldırılmasının ardından Anıttepe olarak anılmaya başlandı. Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde sergilenmek üzere çıkarılan tümülüslerden çıkan eserler, Anıtkabir öncesine ait bir dönemin izlerini taşıyor.
İnşaatın Adımları: Anıtkabir'in inşaatı, 9 Ekim 1944 tarihinde temel atma töreni ile başladı. İnşaat, 4 aşamada tamamlanarak hayata geçirildi. Birinci kısımda, toprak seviyesi ve aslanlı yolun istinat duvarları yer aldı ve 1945'te tamamlandı. İkinci kısımda, mozole ve tören meydanını çevreleyen yardımcı binalar inşa edilerek 1950 yılına kadar tamamlandı. Üçüncü kısımda, yollar, aslanlı yol, tören meydanı ve mozole üst döşemesinin taş kaplaması yer aldı. Dördüncü ve son kısımda ise şeref holü döşemesi, tonozlar alt döşemeleri ve saçak süslemeleri yer aldı.
Anıtkabir'in İnşaası: Bir Mirasın İfadesi: Anıtkabir projesi, beton üzerine dış kaplama malzemesi olarak gözenekli, çeşitli renklerde traverten ve mozole içi kaplamalarında kullanılan mermer ile hayat buldu. Heykel grupları, aslan heykelleri ve mozole kolonlarında kullanılan beyaz travertenler Kayseri Pınarbaşı İlçesi'nden, kulenin iç duvarlarında kullanılan beyaz travertenler Polatlı ve Malıköy'den getirildi. Anıtkabir'in yapımı sadece bir anıt mezar inşası değil, aynı zamanda Mustafa Kemal Atatürk'ün mirasının ve Türk İnkılâplarının bir ifadesidir.
Mustafa Kemal Atatürk'ün ebediyete intikal etmesinin üzerinden yıllar geçse de, Anıtkabir onun mirasını sonsuzluğa taşıyan bir anıt olarak dimdik ayakta durmaya devam ediyor.
Türk Kurtuluş Savaşı'nın ve Türk İnkılâplarının büyük önderi Mustafa Kemal Atatürk'ü anma ve onurlandırma amacıyla inşa edilen Anıtkabir, sadece bir anıt mezar olarak değil, aynı zamanda Türk mimarlık tarihinde önemli bir dönemin temsilcisi olarak da öne çıkıyor. Anıtkabir'in mimarî özellikleri, 1940-1950 yılları arasında yaşanan "II. Ulusal Mimarlık Dönemi"nin izlerini taşıyor.
Bu dönemde, anıtsal yapıların ön plana çıktığı, simetriye büyük önem verilen, kesme taş malzemenin yoğun olarak kullanıldığı binalar tasarlanmıştır. Anıtkabir de bu dönemin özelliklerini bünyesinde barındırarak Türk mimarlık geleneğinin önemli bir yansımasıdır. Selçuklu ve Osmanlı mimari özellikleri ile süsleme motiflerine sıklıkla rastlanan Anıtkabir, zengin bir estetik anlayışının izlerini taşıyor.
Özellikle dış cephelerdeki detaylarda, kuleleri dört yandan saran Selçuklu taş işçiliğinde yer alan "testere dişi" adını taşıyan bordür motifleri dikkat çekiyor. Ayrıca, çarkıfelek ve rozet gibi taş süslemeler, Selçuklu ve Osmanlı sanatının estetik dilini yansıtıyor.
Anıtkabir, yaklaşık 750.000 metrekarelik bir alanı kaplayarak Barış Parkı ve Anıt Bloku olarak iki ana bölüme ayrılıyor. Barış Parkı, çeşitli yabancı ülkelerden ve Türkiye'nin farklı bölgelerinden getirilen fidanlarla oluşturulmuş, 104 ayrı türden 48.500 adet süs ağacı, ağaççık ve süs bitkisine ev sahipliği yapıyor. Anıt Bloku ise Aslanlı Yol, Tören Meydanı ve Mozole olmak üzere üç bölümden oluşuyor.
Anıtkabir'in büyülü atmosferi, sadece anıt mezarının anlamını değil, aynı zamanda içerdiği detaylarıyla da Türk milletinin tarihine ve değerlerine olan derin bağlılığını yansıtıyor. Bu eşsiz anıtın çeşitli kısımları, Atatürk'ün öncülük ettiği Türk İnkılâplarının ve bağımsızlık mücadelesinin sembollerini barındırıyor.
ASLANLI YOLUN SAĞ BAŞINDA İSTİKLAL KULESİ
İstiklal Kulesi, aslanlı yolun sağ başında göz alıcı bir varlık olarak yükseliyor. İç duvarlarda yer alan kabartma, ayakta duran ve kılıcıyla gücü simgeleyen bir gencin yanında bir kaya üzerine yerleştirilmiş kartal figürünü gösteriyor. Kartal, mitolojide ve Selçuklu sanatında bağımsızlığın ve gücün bir sembolü olarak kabul edilirken, kılıç tutan genç ise Türk milletinin istiklali savunma azmini temsil ediyor. Bu detaylı kabartma, ünlü sanatçı Zühtü Müridoğlu'nun yetenekli ellerinden çıkmış bir eser olarak Anıtkabir'e özgün bir derinlik katıyor.
ASLANLI YOLUN SOL BAŞINDA HÜRRİYET KULESİ
Hürriyet Kulesi ise aslanlı yolun sol başında yer alıyor. İç duvarlardaki kabartma, elinde kağıt tutan melek figürünü ve yanında şaha kalkmış bir atı tasvir ediyor. Melek figürü, bağımsızlığın kutsallığını sembolize ederken, elindeki kağıt ise "Hürriyet Beyannamesi"ni yansıtıyor. At figürü ise hürriyet ve bağımsızlığın sembolü olarak bu kabartmanın ana temasını oluşturuyor. Yine Zühtü Müridoğlu'nun elinden çıkan bu eser, Anıtkabir'in bağımsızlık ve özgürlük vurgusunu zenginleştiriyor.
TÜRK KADINININ GÜCÜNÜ VE KARARLILIĞINI YANSITIYOR: KADIN HEYKELLERİ
Anıtkabir, ayrıca İstiklal Kulesi'nin önünde yer alan kadın heykel grubuyla da zenginleşiyor. Üç ulusal giysili kadın figürü, kalın bir çelenk tutarken, diğer figürler ise Atatürk'ün ölümünün derin acısı içinde bile gururlu, ağırbaşlı ve azimli bir duruş sergiliyor. Bu heykel grubu, ünlü heykeltıraş Hüseyin Özkan'ın sanatının bir ürünü olarak Türk kadınının gücünü ve kararlılığını yansıtıyor.
Tören Meydanı ise 15.000 kişilik kapasitesi ve dikkat çekici zeminiyle ön plana çıkıyor. Siyah, kırmızı, sarı ve beyaz renkteki traverten taşlarla süslü zemin, 373 adet halı ve kilim deseniyle bezenerek Türk kültürünün zengin motiflerini yansıtıyor.
EN ÖNEMLİ ÜÇ ZAFER: ZAFER KULESİ
Zafer Kulesi: Kulenin duvarlarında, Atatürk'ün en önemli üç zaferinin tarihi ve zaferle ilgili özlü sözleri yazılıdır. Bu kule, Türk milletinin bağımsızlık ve zafer sevdasının unutulmaz bir ifadesini sunar. Zafer Kulesi aynı zamanda, Atatürk'ün naaşını 19 Kasım 1938'de İstanbul Dolmabahçe Sarayı'ndan alarak Sarayburnu'nda donanmaya teslim edilen top arabasının sergilendiği alana ev sahipliği yapar.
BARIŞ VE ZAFER KULELERİ ARASINDA İSMET İNÖNÜ'NÜN LAHDİ
İsmet İnönü'nün Lahdi: Barış ve Zafer Kuleleri arasında yer alan galeride, Türk Milli Mücadelesinin Batı Cephesi komutanı ve ikinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün sembolik lahdi bulunmaktadır. İsmet İnönü, Atatürk'ün en yakın silah arkadaşı olarak bilinirken, lahdi Türk milletinin bu büyük liderine olan saygısını ve minnettarlığını yansıtır.
BARIŞ KULESİ: YURTTA BARIŞ, DÜNYADA BARIŞ
Barış Kulesi: Kulenin iç duvarında yer alan kabartma kompozisyonunda, Atatürk'ün "Yurtta Barış, Dünyada Barış" ilkesi temsil edilir. Çiftçilik yapan köylüler ve yanlarında kılıcını uzatan bir asker figürü, Türk ordusunun barışın sağlayıcılığı ve güvenliğin teminatı olarak rolünü vurgular. Barış Kulesi, Nusret Suman'ın elinden çıkan bir eser olarak, Türk milletinin barışa olan değerini ve Türk ordusunun barışın koruyucusu olduğunu simgeler.
DEMOKRASİYE VE MİLLİ İRADEYE OLAN BAĞLILIK: 23 NİSAN KULESİ
23 Nisan Kulesi: Kulenin iç duvarında, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılışını temsil eden bir kabartma yer alır. Bu kabartmada, ayakta duran kadının tuttuğu kağıdın üzerinde 23 Nisan 1920 yazılıdır. Kadının elindeki anahtar, Millet Meclisimizin açılışını sembolize eder. Bu kule, Türk milletinin demokrasiye ve milli iradeye olan bağlılığını yansıtır.
Anıtkabir, her bir bölümüyle Türk milletinin tarihine, değerlerine ve liderine olan derin sevgi ve saygısını ifade eder. İşte bu detaylarla bezenmiş anıt, sadece geçmişin yankılarını değil, aynı zamanda geleceğe olan güçlü inancı ve umudu da yansıtır
Anıtkabir, Türk milletinin bağımsızlık, özgürlük ve ulusal birliği için verdiği mücadelenin ve Atatürk'ün ilke ve devrimlerinin sembollerini bünyesinde taşır. Anıtkabir'in önemli bölümleri şu şekildedir:
Bayrak Direği: Anıtkabir'in Çankaya yönündeki 28 basamaklı tören meydanına giriş merdivenlerinin ortasında, Amerika'da özel olarak yaptırılan 33.53 m. yüksekliğindeki tek parçalı yüksek bir bayrak direği yer alır. Bu direk, Avrupa'daki tek parça çelik bayrak direklerinin en yükseği olarak dikkat çeker. Nazmi Cemal tarafından, 1946 yılında Anıtkabir'e hediye edilen bu direk, Türk bayrağının Türk milletinin değerlerini ve mücadelesini temsil ettiği kutsal bir sembol olarak dalgalanır.
TÜRK MİLLETİNİN KENETLENMESİNİ SİMGESİ: MİSAK-I MİLLİ KULESİ
Misak-ı Milli Kulesi: Müzenin girişinde yer alan bu kule, kabartma kompozisyonu ile Türk milletinin kenetlenmesini simgeler. Tek bir kılıç kabzası üzerine üst üste konmuş dört el, Türk vatanının kurtuluşu için içilen millet andını temsil eder. Misak-ı Milli Kulesi, Türk milletinin birlik ve beraberliğine vurgu yapar.
Anıtkabir Atatürk Müzesi: Anıtkabir Proje Yarışması şartlarına uygun olarak belirlenen bu bölümde, 21 Haziran 1960'ta açılan müze, Atatürk'ün kullandığı eşyaları, kendisine hediye edilen armağanları ve giysileri sergiler. Aynı zamanda Atatürk'ün madalya ve nişanları ile manevi evlatlarından A. Afet İnan, Rukiye Erkin, Sabiha Gökçen'in müzeye armağan ettikleri Atatürk'e ait eşyalar da ziyaretçilere sunulur.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN YÜKSELİŞİ: İNKILÂP KULESİ
İnkılâp Kulesi: Müzenin devamı olan bu kule, Atatürk'ün giydiği elbiseleri sergiler. Kule içindeki kabartmada, güçsüz bir elde sönmekte olan bir meşale ve güçlü bir elde yükselen aydınlık bir meşale tasvir edilir. Bu kabartma, Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşünü ve yeni Türkiye Cumhuriyeti'nin yükselişini simgeler.
Anıtkabir, Türk milletinin özgürlük ve bağımsızlık mücadelesini, milli değerlerini ve Atatürk'ün ilke ve inkılâplarını yaşatmak adına inşa edilmiş eşsiz bir anıt ve sembol kompleksidir.
ATATÜRK'ÜN CUMHURİYET İLE İLGİLİ ÖNEMLİ BİR ÖZLÜ SÖZÜ: CUMHURİYET KULESİ
Cumhuriyet Kulesi: Sanat Galerisi'nin girişi olan Cumhuriyet Kulesi'nde Atatürk'ün Cumhuriyet ile ilgili önemli bir özlü sözü yer alır: "En büyük gücümüz, en güvenilir dayanağımız, ulusal egemenliğimizi kavramış ve onu eylemli olarak halkın eline vermiş ve halkın elinde tutabileceğimizi gerçekten kanıtlamış olduğumuzdur."
Kulenin içinde, Atatürk'ün öğrenim gördüğü Manastır Askeri İdadisi ile Sivas ve Erzurum Kongre binaları ve I. T.B.M.M. binalarının maketleri ve dönemlerine ait fotoğraflar sergilenmektedir.
Sanat Galerisi: Cumhuriyet Kulesi ve Müdafaa-i Hukuk Kulesi arasında yer alan Sanat Galerisi'nde Atatürk'ün özel kitaplığı sergilenir. Duvarlarda Atatürk'ü ziyaret etmiş yabancı devlet adamları ile birlikte tasvir edilen yağlı boya tablolar bulunmaktadır. Bu tablolar, ressam Rahmi Pehlivanlı'nın eseridir. Galeri aynı zamanda Atatürk, Milli Mücadele ve Anıtkabir konulu belgesel filmlerin gösterildiği sinevizyon bölümüne ev sahipliği yapar.
BİRLEŞMİŞ İRADESİNİ SİMGESİ: MÜDAFAA-İ HUKUK KULESİ
Müdafaa-i Hukuk Kulesi: Bu kule, dış yüzeyindeki kabartma kompozisyonunda Kurtuluş Savaşımızın temelini oluşturan Müdafaa-i Hukuk'u dile getirir. Kabartmada, sınırlarımıza saldıran düşmana karşı kılıçla duran ve "Dur!" diyen bir erkek figürü bulunur. İleri uzatılan el altında bulunan ulu ağaç, yurdumuzu temsil ederken, erkek figürü milletin birleşmiş iradesini simgeler.
Kulenin duvarlarında Atatürk'ün Müdafaa-i Hukuk konusunda söylediği sözler yer alır:
"Ulusal gücü etken ve ulusal iradeyi egemen kılmak esastır." (1919)
"Ulus bundan sonra hayatına, bağımsızlığına ve bütün varlığına şahsen kendisi sahip çıkacaktır." (1923)
"Tarih; bir ulusun kanını, hakkını, varlığını hiçbir zaman inkâr edemez." (1919)
"Türk ulusunun kalbinden, vicdanından doğan ve onu esinlendiren en esaslı, en belirgin istek ve iman belli olmuştu: Kurtuluş." (1927)
Kule içinde, "Atatürk ve Milli Mücadele" konulu periyodik sergiler düzenlenir. Ayrıca, Atatürk'ün öğrenim gördüğü Harbiye Mektebi'nin maketi de burada sergilenir.
SAKARYA MEYDAN MUHAREBESİ KABARTMASI
Sakarya Meydan Muharebesi Kabartması: Bu kabartma kompozisyonunda, Sakarya Meydan Muharebesi'nin simgesel temsili yer alır. Sağda bir genç, iki at, bir kadın ve bir erkek bulunur. Delikanlı arkaya dönmüş, yumruğunu kaldırarak düşmana meydan okurken, çamura batmış bir araba, tekerleği döndürmeye çalışan erkek ve kadınlar ile yiğit bir figürü içeren detaylar savaşın ilk dönemini anlatır.
Soldaki grup, düşman istilası altında bekleyen halkımızı temsil eder. Zafer meleği ise Başkomutan Mustafa Kemal'e çelenk sunar. Kompozisyonun sonunda yere oturan kadın vatan anayı, diz çöken genç Sakarya Meydan Muharebesi'ni kazanan Türk ordusunu ve meşe ağacını simgeler. Kabartma, İlhan Koman'ın eseridir.
BAŞKOMUTAN MEYDAN MUHAREBESİ KABARTMASI
Kabartmanın sol tarafında yer alan grup, bir köylü kadın, bir erkek çocuk ve bir at figüründen oluşur. Bu grup milletin savaşa hazırlık dönemini simgeler. Kompozisyonun sonraki bölümünde Atatürk, ordulara "ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri!" emrini verirken tasvir edilmiştir. Önde yer alan melek, bu emri uzak ufuklara boruyla ileterek sembolize eder. Devamında, Atatürk'ün emrini yerine getiren Türk ordusu, fedakarlıklarını ve kahramanlıklarını temsil eden kabartmada yer alır. Vurulup düşen bir askerin bayrağını kavrayan bir yiğit ve taarruz eden askerler, Türk ordusunun taarruzunu ifade eder. Önde ise Türk bayrağıyla zafer meleği bulunur. Kabartma, Zühtü Müridoğlu'nun eseridir.
MOZOLE
Anıtkabir'in en önemli bölümü olan mozoleye çıkan 42 basamaklı merdivenlerin ortasında "hitabet kürsüsü" bulunur. Mermer kürsü, tören meydanı cephesi dairesel geometrik motiflerle süslenir ve ortasında Atatürk'ün "Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir" sözü yazılıdır. Kürsü Kenan Yontuç'un eseridir. Mozole 72x52x17 m. boyutlarında uzunca dikdörtgen bir plan üzerine kurulmuştur. Ön ve arka sekiz, yan cepheler ise 14.40 m. yüksekliğinde ondört kolonatla çevrelenmiştir. Mozole cephesinde, solda Atatürk'ün Türk gençliğine hitabı, sağda ise Cumhuriyet'in kuruluşunun 10. yıldönümünde söylediği nutuk yer alır. Harfler taş kabartma üzerine altın yaldızlarla yazılmıştır.
ŞEREF HOLÜ
Şeref holüne bronz kapılardan girildiğinde, sağda Atatürk'ün 29 Ekim 1938 tarihli Türk ordusuna son mesajı, solda ise 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün Atatürk'ün ölümü üzerine yayınladığı 21 Kasım 1938 tarihli Türk milletine taziye mesajı yer alır. Bu iki yazıt, Atatürk'ün doğumunun 100. yılı olan 1981'de yazılmıştır. Girişin tam karşısında büyük pencerenin yer aldığı nişin içinde Atatürk'ün sembolik lahdi bulunur. Lahit taşı tek parça kırmızı mermer olup 40 ton ağırlığındadır. Lahit taşının yer aldığı bölüm beyaz Afyon mermeri ile kaplanmıştır. Şeref holünün tavanı mozaikle süslenmiştir ve yan galeri tavanları da mozaik motiflerle örtülüdür. Mozole yapısının üstü düz kurşun çatı ile kaplıdır.
MEZAR ODASI
Mozolenin zemin katında bulunan mezar odasında Atatürk'ün naaşı doğrudan toprağa kazılmış bir mezarda yer alır. Mezar odası Selçuklu ve Osmanlı mimari stilinde sekizgen planlıdır. Tavanı geometrik motifli mozaiklerle süslenmiştir. Mezar odasının ortasında kıble yönünde kırmızı mermer sanduka bulunur. Sandukanın etrafında ise bütün illerden ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden getirilen topraklar konulmuş pirinç vazolar yer alır.
ALAGÖZ KARARGÂH MÜZESİ
Sakarya Savaşı'nda düşmanın Polatlı yakınlarına ilerlemesi üzerine Batı Cephesi Komutanlığı, Ankara-Polatlı arasındaki Alagöz Köyü'nü Cephe Karargâhı olarak seçmiştir. Ali Türkoğlu'na ait çiftlik evi karargâh olarak kullanılmıştır. Binanın restorasyonu yapılarak 1965 yılında müze haline getirilmiştir. 10 Kasım 1968 tarihinde üst katı teşhire açılmış, alt kat odaları ise 1983 yılında yeni bir düzenlemeyle ziyarete açılmıştır. Binada 12 oda yer alır, bu odalar arasında Giysi Odası, Kitaplık ve Hatıra Eşya Odası, Zabitan Yemek Odası, Mutfak, Muhabere Odası, Başkumandanlık Odası, Kurmay Heyeti Odası, Dinlenme Odası, Yaveler Odası, Atatürk'ün Yatak Odası, Atatürk'ün Yemek Odası ve Hizmet Eri Odası bulunmaktadır.