Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Senfoni Orkestrası Şefi Prof. Dr. Burak Tüzün ve Ankara Devlet Konservatuvarı Öğretim Görevlisi Kamer Güngör, Alman müzikolog Dr. Ernst Praetorius'un 2019 yılında HÜ Ankara Devlet Konservatuvarı kütüphanesinde buldukları "1941-Ankara" senfonisini sanatseverlere sunacak. Eser, HÜ Senfoni Orkestrası ve Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası sanatçılarınca, CSO Ada Ankara Konser Salonunda 13 Aralık'ta ilk kez seslendirilecek.
Eser, 13 Aralık'ta ilk kez sanatçılarla buluşacak
Ünlü Alman müzikolog Dr. Ernst Praetorius, Adolf Hitler'e tepki gösterip Almanya'daki Müzik Genel Müdürlüğü görevinden 1933 yılında istifa etmişti. Devlet konservatuvarı kurulmasının öncülerinden Prof. Paul Hindemith tarafından 1935 yılında Türkiye'de çok sesli müziğin gelişmesi adına davet edilmişti. Alman orkestra şefi, kemancı, besteci ve müzik bilimci Praetorius, 1936-1946 yılları arasında Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO), o günkü ismiyle Riyaset-i Cumhur Filarmoni Orkestrası Birinci Şefliği ile eş zamanlı Ankara Devlet Konservatuvarı Kompozisyon Bölümünde eğitmenlik yapmıştı. Ernst Praetorius, geçirmiş olduğu rahatsızlık sonrasında 1946'da hayata veda etti. İsteği üzerine Ankara'da defnedilen Praetorius, önem verdiği "1941-Ankara" isimli senfonisi 2019 yılında tozlu raflardan çıkarıldı.
"imzadan yola çıkarak eserin Praetorius'a ait olduğunu keşfettik"
Hacettepe Üniversitesi Senfoni Orkestrası Şefi ve Ankara Devlet Konservatuvarı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Tüzün, konu hakkında açıklamalarda bulundu. CSO'nun birinci şefliğini yapan, kemancı ve müzik bilimci Praetorius'un, "1941-Ankara" senfonisinin müzik konusundaki bilgisini üst düzey yansıttığı bir eser olarak görülebileceğini ifade eden Tüzün, sözlerini şu şekilde ifade etti: "Eseri bulduğumuzda önünde bir şey yazmıyordu. Bir tek son sayfasında bir imza vardı, imzadan yola çıkarak eserin Praetorius'a ait olduğunu keşfettik ve yazımı için notist, MÜSAM Müdürü Kamer Hocaya partisyonu götürdük. Kamer Hoca'nın bize, Praetorius'un öğrencisi, besteci Faik Cansalen'in kendisine 'Praetorius'un bir eseri vardı son senelerinde yazmıştı, esere ne olduğunu kimse bilmiyor' demesi üzerine, bu bilgiyi doğrulatarak, çalışmalara başladık. 4 yıldır bu işle uğraşılıyor, çok defa kontrolleri yapıldı. Bunu baştan bir standart edisyon haline getirebilmek çok zor bir iş. Sonra ön okuma provaları başladı. Şimdi artık eser yeniden partisyon olarak da basılıyor. Eser, yazıldıktan 82 yıl sonra 13 Aralık'ta halkın karşısına çıkacak. Cumhuriyet'in 100. yılına denk gelmesi çok önemli bir şey. Türkiye'de çoksesli müziği geliştirilmesi için Türkiye'ye davet edilmiş insanların eserinin, Cumhuriyet'in bir asrının bittiği zaman sahnelenmesi çok güzel ve çok değerli."
"Çok zarif, naif bir eser"
1940'lı yıllardaki şartları ve o günün Ankara'sını anlatan bir eserle karşılaştıklarını belirten Tüzün, "Çok zarif, naif, bir eser. Melodileri dinlediğinizde hemen güzelliğe ulaşamıyorsunuz, ideal bir güzellik o temanın içinde saklı ve eserin sonuna kadar kendini dinlettiriyor. Praetorius, bu bestesinde bakır üflemeli çalgılara büyük ağırlık vermiş ve çok yorucu bir konser olacak üflemeli çalgı sanatçılarımız için. Onun için de bu enstrümanlar çift olarak düşünülerek kalabalık bir kadro ile çalınacak. 55 dakika sürekli aynı performansı sergilemek bu enstrümanlar için gerçekten çok zor." dedi.
"dünya müzik tarihi açısından önemli bir keşif"
Burak Tüzün, eserin gün yüzüne çıkmasının aslında bir keşif olduğunu belirterek, "Bu eserin yeniden yazılması ve seslendirilmesi, dünya müzik tarihi açısından önemli bir keşif. Eseri beğenirsiniz, beğenmezseniz ama böyle bir şeyin ortaya çıkarılması tarihsel olarak önemli. Biz, bu eserin dünyadaki ilk seslendirilişini CSO'da 13 Aralık'ta yaptıktan sonra Almanya'nın pek çok şehrinde de bu eser seslendirilecektir." dedi. CSO'nun, eserin sanatçıları tarafından seslendirilmesine büyük destek verdiğini vurgulayanTüzün, "Praetorius gibi daha nice bestecinin kıyıda köşede kalmış çok bestesi vardır. Burada müzik bilimcilere çok iş düşüyor. Bizim de bunları hayata geçirmek için durmadan araştırmamız lazım." ifadesini kullandı.
Haber: Tuğba Akkesen