Türkiye’nin yakın tarihindeki darbeleri ve muhtıraları hatırlatan Yalçın, 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, 27 Nisan ve 15 Temmuz’un demokrasiye büyük zararlar verdiğini vurguladı.
"CHP HER DARBENİN YA ÖNÜNDE, YA ARKASINDA"
Bu müdahalelerin bir bütün olarak Türkiye'nin kalkınmasını engelleyen temel faktörlerden biri olduğunu dile getiren Yalçın, darbecilik ve vesayetçilik mekanizmalarının Türkiye’de genellikle "CHP zihniyetini iktidarda tutmak" amacıyla geliştirildiğini savundu.
Güncel siyasi tartışmaların tarihi gerçekleri gölgelediğine dikkat çeken Yalçın, “Bu ülkede bir cunta, darbe ya da muhtıra varsa, CHP ya önünde, ya arkasında, ya yanında ya da tam ortasında yer almıştır” ifadelerini kullandı. CHP’nin, 27 Mayıs’tan bu yana çeşitli darbelerde doğrudan ya da dolaylı roller üstlendiğini iddia eden Yalçın, özellikle 27 Nisan E-muhtırası sürecinde CHP’nin “ordu göreve” pankartlarıyla bu süreci provoke ettiğini söyledi.
"15 TEMMUZU KAHVE İÇEREK İZLEDİLER"
Hasan Basri Yalçın, 15 Temmuz darbe girişiminde de CHP'nin pasif kaldığını ve sonrasında oluşacak siyasi boşluktan faydalanma arayışında olduğunu öne sürdü. Özgür Özel’in, AK Parti’yi bir yolsuzluk soruşturması üzerinden darbecilikle ilişkilendirmeye çalıştığını belirten Yalçın, bu yaklaşımı “cehalet ya da çarpıtma niyeti” olarak nitelendirdi.
"AK PARTİ DARBECİLİKLE MÜCADELEDE EN ETKİLİ PARTİ"
Yalçın, açıklamasının sonunda AK Parti’nin Türkiye’de darbelere ve vesayet sistemine karşı en güçlü mücadeleyi veren siyasi hareket olduğunu vurguladı. CHP liderinin belediye başkanlarıyla ilgili yolsuzluk iddialarını örtmeye çalıştığını iddia eden Yalçın, “Gerçekleri çarpıtmaya çalışanlara meydanı boş bırakmayacağız” dedi.