Yeşilçam’ın yıldız isimlerinden Ahu Tuğba, yıllardır yaşadığı ABD'de hayatını kaybetti.
Tuğba, 1991 ile 2010 yılları arasında evli kaldığı Amerikalı doktor Timmy Alejtanij'den olan Anjelik adındaki kızı ile yaşıyordu.
Ünlü oyuncunun ölüm haberini duyuran Film-San Vakfı Genel Müdürü Kıvanç Terzioğlu, Ahu Tuğba'nın cenazesinin Miami'den İstanbul'a getirilmesi için belediye birimleri ile irtibata geçildiğini açıkladı.
ÖLÜMÜ ŞÜPHELİ BULUNDU
Kızı Anjelik, annesinin Türkiye'de defnedilmesine karar vermiş ve 25 - 30 bin dolar arasındaki cenaze nakil masraflarını iş insanı Celal Kalyoncu üstlenmişti. Miami'den İstanbul'a getirilecek cenazenin, 5 Eylül Perşembe günü toprağa verilmesi bekleniyordu.
Ahu Tuğba'nın cenazesinin İstanbul'a nakli konusunda çarpıcı bir gelişme yaşandı. ABD'li yetkililerin Tuğba'nın vefatını, 'şüpheli ölüm' kategorisine alması nedeniyle nakil işlemleri, uçuş prosedürüne takıldı. Dolayısıyla Tuğba'nın cenazesinin ne zaman geleceği henüz belli değil. Prosedürler tamamlanırsa cenaze, planlandığı gibi perşembe günü defnedilecek.
Daha önceki duyurularda Tuğba'nın cenazesinin Miami'den tarifeli uçakla İstanbul'a getirileceği belirtilmiş, perşembe günü AKM'de düzenlenecek törenin ardından, Teşvikiye Camii'nde kılınacak cenaze namazı sonrası Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedileceği açıklanmıştı.
KIZI ANJELİK’TEN YENİ AÇIKLAMALAR
Sabah’tan Tuğba Kalçık’a konuşan ve geçirdiği trafik kazası sonrası annesinin iyileşmek istemediğini belirten Anjelik Calvin, Ahu Tuğba'nın Türkiye'ye ne zaman defnedileceğinin tarihinin de henüz belli olmadığını söyledi.
Anjelik Calvin’in açıklamaları şöyle:
“Annem bir haftaya yakın uyuyamamıştı. Ölmeden önceki gece alnını öptüm, ‘Seni çok seviyorum’ dedim. Uyumaya gittim. Keşke ona sarılsaydım. İçimde ukde kaldı. Keşke biraz daha yanında kalsaydım. Ertesi gün uyandım, dışarı çıktım, geri geldim. Sanki basiretim bağlandı. Annem uykusuz kaldı, uyusun diye düşündüm. Ama gece 11 gibi çok uyudu diye düşündüm. 01.00'de odasına gittim. Annemi iki elimle omuzlarından kaldırdım.
Baktım buz gibi. Cesediyle karşılaştım. 'Anne' diye koşarak koridora çıktım. Komşumuza gittim, sonra polisleri aradım. Polisler sabaha kadar incelemeye aldı. Beni annemin yanına sokmadılar. Morg arabası geldi, annemin naaşını alıp götürdüler.
“POLİSLER TÜM İLAÇLARINI TOPLADI VE İNCELEMEYE ALDI”
Annemin iki haftadır çok ateşi vardı. ‘Hastaneye gidelim’ demiştim, istemedi. Ağır KOAH hastasıydı. Nefes alamadığı için inliyordu. Çok ısrar ettim ama ikna edemedim. Yatakta ölü bulunması ve saatler önce ölmesinden dolayı polisler incelemeye aldı. Annem başım ağrıyor diye migren ilaçları almıştı. Aç karnına aldığı için mideyi kanatmış. Yemek bile yiyemiyordu. Şekerli yoğurt vermiştim. Şimdi polisler tüm ilaçlarını topladı ve incelemeye aldı.
Ne zaman defnedileceği henüz belli değil. Nakil işlemleri tamamlanmadı. Pasaportumu yenilemem lazım.
Şunu da söylemek isterim, annemin kendini dostu diye lanse edip yardım ediyor gibi prim yapmaya çalışanlar var. Nuri Alço mesela. Sürekli beyan halinde, anlamak mümkün değil. Annemin ölüm haberinde niye Nuri Alço'nun adı geçiyor anlamıyorum. Cenazeye yönelik yardımda da bulunmadı. Kendisi sadece başın sağ olsun diye telefon açtı.
Annemin cenazesiyle ben ve gazeteci büyüklerimle manevi babam Örfi Bilgin ilgileniyor. Cemal Kalyoncu ve Mevlüt Çavuşoğlu da konsolosluk aracıyla bize ulaştı, maddi manevi yardımcı oldular. Bu isimlerin dışında kimseden maddi yardım görmedim. Annem bana ‘Ben ölürsem beni burada bırakma, beni doğdum yere gömün’ dedi. Annemi Türkiye'ye getirebilmem için 20 bin dolar gerekiyor. Kültür Bakanlığımız üstlenmek istiyor. Başka yardım etmek isteyenler de var.