Ahmet Güneştekin kimdir? Ahmet Güneştekin kaç yaşında? Ahmet Güneştekin aslen nereli? Ahmet Güneştekin nerede doğdu? Ahmet Güneştekin neden gündemde? Sizlere Ahmet Güneştekin'in hayatını araştırdık...

Ahmet Güneştekin kimdir?

1966 - Batman'da doğan Ahmet Güneştekin, çocukluğunun başından itibaren dengbêjlerden farklı olarak hikayelerin ve şarkıların yarattığı ses dünyasında büyüyen şarkılar söylediğini söyledi. Seslerin ve kelimelerin sürekli tekrarı ile yapılan bu sözlüklerden etkilenen genç, tarihi ve mitolojik gelişmelerle tanışır ve resim yapmaya başlar.

1997—Halen yaşadığı İstanbul'a taşındı. Beyoğlu'ndaki ilk atölyesinde form, malzeme ve yüzeylerle ilişki kurmanın yollarını araştırarak farklı üretim tekniklerini denemeye başlar. Çalışmalar, yaklaşık bir yıllık bir süreye yayılan, ülke genelinde yapılan etnografik bulgulara dayanıyordu.

2003—İlk kişisel sergisi Karanlıktan Sonra Renkler, mitolojik unsurları çağdaş unsurlar ve yapılarla parçalama pratiğini gösteriyor. Saha araştırması sırasında çocukluğuna ait masalların ve seslerin izini sürerek eserlerinde yorumladı ve üslubunun ayrıntılarını topladı.

2005—Güneşin İzinde adlı belgesel dizisinde maddi kültürü yasaklayan, inşa eden ve çağdaş formlar üreten geleneksel uygulamaları inceliyor. Belgesellerde malzeme olarak saha araştırması sırasında çekilen fotoğraf ve sinema görüntüleri kullanılmaktadır. Araştırmalarını yürüttükleri dönemde yerel sanatçılarla ortak sergiler düzenliyor, çocuklara yönelik atölye çalışmaları yürütüyorlar. Araştırma sürecinde bu etkinliklere binin üzerinde çocuk katıldı.

2010—Beyoğlu'nda halen atölyesinin bulunduğu Güneştekin Sanat Merkezi'ni kurdu. Video, enstalasyon, resim ve heykel gibi çok çeşitli ortamlarla çalışmaya başlıyor. Sanat hayatı boyunca izlenecek multidisipliner bir yaklaşıma odaklanıyor.

2012'de sergilenen tarihle iç içe geçmiş anıların emeği — Yüzleşme, tarih anlatılarını altüst ederek karşı-bellek işlevi görüyor. Sergide Güneştekin'in İstanbul'da sanat alanındaki yeteneği sergileniyor.

2013—Venedik'teki video enstalasyonlarının kullanıldığı Hafıza Hızlandırma sergisinde uluslararası görsellerle ilk kez tanıştı. Video fenomenolojisinin güncel hafıza politikaları aracılığıyla nasıl elde edildiğini araştırıyor ve bu ifade aracının nasıl resmi tarihsel anlatılara karşıt imajlar yaratabildiğini gösteriyor. Marlborough Gallery uluslararası alanda temsil edilmeye başlıyor.

2014—New York'taki Marlborough Galerisi'nde sergilenen çalışmalar, karmaşık ve ayrıntılı çizgi katmanları ve renk modülasyonlarıyla sanki tuvalden alınmış gibi hissettiren heykelsi formlardır. Optik illüzyonlar, geometrik soyutlamalar ve renk geçişleriyle birleştirdiği dışbükey ayna ve metal kafes gibi parçalar, mitolojik unsurların kullanımıyla yeniden üretilip bütünleştiriliyor.

2015—La Pietà'daki Milyon Taş, enstalasyon ve heykellerdeki biçimsel oluşumları ve gerçekte var olan kaygıları ortaya çıkarıyor. Eserleri bitene kadar sessizliğe mahkûm edilmiş geçmişe dair öyküleri sunarken, aynı zamanda geleneksel anlatım tarzlarını ve tarih yazımını da eleştirir.

2017—Galerie Michael Schultz'un Berlin'deki Güneşin Yolu sergisinin arşivinden seçilmiş eserlerin, yılda bir kez üretilen sentetik üretimle bir araya getirilmesi. Kumaş müdahalesini de kapsayacak şekilde genişlettiği malzeme kullanımı aracılığıyla mitolojilerin doğasını keşfediyor ve yaşanmış deneyimlerin vücut bulmuş hali olarak kabul edilen basit şeyleri manipüle ediyor. Sen Orada Değildin adlı yerleştirmede, bulunmuş nesneler kullanılarak oluşturulan yıkım yoluyla bir hafıza mekânı yaratılıyor. Çürüme adlı video çalışmasında savaşın, çatışmanın ve çatışmanın anısını canlandırmak için sinematik araçlar kullanıyor.

2018—Ölümsüzlük Odası, Göbekli Tepe kazılarında ortaya çıkan buluntuların morfolojik ve anlamlı kayıtlarını araştırıyor. Enstalasyon, onun çocukluğundaki masalları ve sesleri sanatsal ifade diliyle nasıl bütünleştirdiğini açıkça gösteriyor. Peç'te açılan Yansıma ve Yeniden Doğuş ödüllü tematik sergi, sanatçının eserlerinde optik yanılsama sürecinin Op Art akışı içerisinde izlediği yolu sunuyor.

2019—Bank Avusturya Kunstforum Wien, temel nesnelerin ötesini hatırlamaya ve ötesini hatırlamaya adanmış enstalasyonları sergiliyor. Bakü'de açılan Hafıza Alfabesi sergisindeki çalışmaları çatışma, karşıtlık ve inkâra dayalı ilişki biçimlerini vurguluyor. Sergi, yeni bir yaşam politikası ve etik anlayışına doğru ilerlemeyi öneriyor.

2020—Pilevneli Projesi'nde Depolama Hafıza Odası, farklı ifade araçlarını bir araya getirerek malzeme düzenleme ve üretme pratiğini, farklılaştırıcıyı çağrıştıran unsurları kullanma yollarını sergiliyor. Hafıza siyaseti sorgulanıyor ve Güneştekin'in sergilediği kişisel ve sıradan insanın, siyasal ve toplumsal gerçeklerle birlikte nasıl ortaya çıktığına odaklanılıyor.

Sanatçı Özlem Savaş Kimdir? Özlem Savaş Kaç Doğumlu? Özlem Savaş nereli? Sanatçı Özlem Savaş Kimdir? Özlem Savaş Kaç Doğumlu? Özlem Savaş nereli?

2021— Güneştekin, Hafıza Odası (Keçi Burcu) sergisini, tarih yazımına aktarılabilecek kültürel hafızaya alan yaratan eserlerle yeniden yapılandırıyor. Videolar ve enstalasyonlar aracılığıyla hatırlama(lar)ın sanatsal biçimlerine bakarak, kültürel belleğin günümüzde gerçekleşen, sürekli değişen ve değişmeye devam ederken geçmişin özelliklerini yeniden tanımlayan bir eylem olduğunu gösteriyor. Dairesel formları mitolojik unsurlarla birleştirerek geleneği taşıyan ürünleriyle heykele parlak bir görünüm kazandırıyor. Doğanın düzensiz ve parçalı, karmaşık ve sonsuz kalıplarını yorumlamak için kendi doğa geometrisini hayal eder. Sanatçının doğasının bu fraktal yönünü temsil eden çalışmalar AWC Dubai'de sergileniyor.

2022—Doğal taş formasyonları ve metal formlarla heykelsi mekanın ağırlıksızlığı hissini veren derinlik ve uzantılara sahip çalışmalar üzerinde çalışıyor. Sanatçının heykel çalışmalarının yanı sıra göç ve yerinden edilmeyi ayrı ayrı ele alan enstalasyon ve video çalışmalarının yanı sıra Gâvur Mahallesi'nde de sergileniyor. Güneştekin Vakfı'nın sunduğu sergi, hümanizmin farklı biçimlerini ele alıyor ve insanların yaşadıkları mekanlarda kültürel ve politik açıdan çok yönlü olup olmadığının anlaşılmasına katkıda bulunmayı amaçlıyor. Geçmişi ve bugünü multidisipliner, artzamanlı ve eşzamanlı bir çalışmayla bir arada inceleyerek, deneyimlerin başkalık merceğinden açılması için yeni fırsatlar sunuyor.

Editör: ÖMER YILDIZCI