Partinin üst düzey yöneticileri ve yerel temsilciler de yer aldığı kongrede açıklamalarda bulunan Tunç, yaptığı konuşmada, AK Parti'nin yüksek standartlı bir demokrasi için verdiği mücadelenin önemine değinerek, ülkenin her alanında insanları güçlendirmek için çeşitli reformlar gerçekleştirdiklerini belirtti.
"BİREYLERİN GÜÇLENMESİ TOPLUMSAL DAYANIŞMA İÇİN KRİTİK"
Tunç, "Eğitimden sağlığa, adaletten sosyal politikalara kadar her alanda insanlarımız güçlü olsun diye çalıştık. İnsan güçlü olacak ki aile güçlü olsun. Aile güçlü olacak ki toplum güçlü olsun" ifadesiyle, bireylerin güçlenmesinin toplumsal dayanışma için kritik olduğunu belirtti. Türkiye’nin kalkınmasını sağlarken, aynı zamanda demokratik standartların yükseltilmesi için de çaba gösterdiklerini söyledi.
"HEDEFİMİZ DARBE ANAYASASINDAN KURTULMAKTI"
Konuşmasında, mevcut anayasada yapılan değişikliklere de değinen Tunç, "Hedefimiz darbe anayasasından kurtulmaktı" diyerek, birçok yapısal reform gerçekleştirdiklerini vurguladı. Özellikle, Hakimler ve Savcılar Kurulu, Anayasa Mahkemesi, Milli Güvenlik Kurulu ve Yüksek Askeri Şura'nın yapılarının daha demokratik hale getirildiğini aktardı.
Tunç, "Darbeciler yargılanamaz" gibi maddelerin milletin desteğiyle değiştirildiğini belirterek, bu reformların ülkenin demokratikleşme sürecine katkı sağladığını ifade etti.
"TÜRKİYE'NİN DAHA DEMOKRATİK ANAYASAYA İHTİYACI VAR"
Tunç, Türkiye'nin daha demokratik, sivil katılımcı bir anayasaya ihtiyaç duyduğunun altını çizerken, "Bu ülkenin fertlerinin her birinin kendini içinde bulabileceği, temel hak ve özgürlüklerin güçlendirileceği bir toplum sözleşmesi yapabiliriz" dedi. Anayasa tartışmalarının gelecekte de sürebileceğini kabul eden Tunç, bu konuda uzlaşmanın önemine dikkat çekti.
Bakan Tunç, konuşmasında uluslararası alanda yaşanan insan hakları ihlallerine de değindi. Özellikle 7 Ekim sonrası Filistin’de yaşananların bir soykırım olduğunu belirterek, Türkiye'nin bu konudaki insani yardım çabalarını sürdürdüğünü söyledi.
Filistin halkının yaşadığı zulmü dile getirerek, Birleşmiş Milletler'in bu süreçteki etkisizliğine dikkat çekti. Tunç, "Bir devlet gibi değil, adeta bir işgalci terör devleti gibi hareket etti" diyerek, İsrail'in eylemlerini kınadı.
"BÖYLE BİR ADALET OLABİLİR Mİ?"
Ayrıca, Birleşmiş Milletler’in yapısının dünya sorunlarına çözüm üretme kapasitesinin sınırlı olduğunu ifade eden Tunç, "Böyle bir adalet olabilir mi? Böyle bir dünya düzeninde huzur olabilir mi?" diyerek, mevcut sistemin acilen reforme edilmesi gerektiğini vurguladı. Türkiye’nin uluslararası platformlarda Filistin’in sesi olma çabasını artırdığını belirtti.
"ŞİDDET VE İSTİSMAR ÖNCELİKLİ OLACAK"
Son olarak, Tunç, Türkiye’nin huzurlu ve güçlü bir geleceğe ulaşması için tüm kesimlerle birlikte çalışacaklarını ifade etti. Kadına yönelik şiddet ve çocuk istismarı gibi konulara karşı alınacak tedbirlerin öncelikleri arasında olduğunu belirterek, "Adalet başta olmak üzere, huzurlu bir gelecek için gayret göstereceğiz" dedi.
Yargı reformları üzerine çalışmalara devam ettiklerini ve bu reformların toplumsal huzuru sağlamada önemli bir rol oynayacağını belirtti.