Roman, İstanbul’un fethi gibi çalkantılı bir dönemi merkeze alarak, geçmişin sırlarını günümüze taşıyor. Romanın tanıtım metninde yer alan “Dış cephesi neredeyse fark edilmeden yanından geçilip gidilecek kadar gösterişsiz olan kilisenin içerisi ise dışardan görünüşüne tam anlamıyla zıt bir şekilde tasarlanmıştı” ifadesi kitabın gizemli atmosferine göz kırpıyor.
“Sır”da kahramanımızın bulduğu eski parşömenler ve çözdüğü şifreler, okuru beklenmedik sürprizlerle dolu bir yolculuğa çıkarıyor. Yazar, bu eserde tarihi gerçeklerle kurgusal unsurları ustalıkla bir araya getirerek, okurun merakını zirveye taşıyor.
Romanın en çarpıcı bölümlerinden birinde kahramanımız, bulduğu belgelerin gerçekliği hakkında derin şüpheler duyuyor: “Ona uzun uzun bulduğu parşömenlerin ve çözdüğü şifrenin harika bir iş olduğunu, ancak kutsal emanetlerin kuşatma sırasında bile bir şekilde İstanbul’dan çıkarılmış olabileceğini, para ve imtiyaz karşılığında İstanbul’un hemen karşısında Galata’da bulunan Cenevizlilerin o dönemde iki taraf için de çalıştıklarını, elinde tuttuğu evrakların Sultanın peşlerine düşmesini engellemek veya sonraki yüzyıllarda arayış içerisinde olabilecek insanları yanıltmak amacıyla yazılmış olabileceğini anlatmaya çalışmıştı.” Bu alıntı, tarihin yazılmasında siyasi ve ekonomik güçlerin ne kadar etkili olabileceği üzerine önemli bir soru işareti bırakıyor.
Acar Yavuz, “Sır” ile okurlarına sadece bir macera değil, aynı zamanda tarihi belgelerin güvenilirliği ve geçmişin sırlarının günümüz üzerindeki etkileri hakkında derinlemesine düşünme fırsatı sunuyor. Roman, gizem, tarih ve macera tutkunlarının kaçırmaması gereken bir eser.
Güvercin Yayınevi’nden çıkan “Sır”, tüm kitapçılarda sizleri bekliyor.