Anadolu'nun pek çok şehrinde olduğu gibi, Ankara’da bağ evlerinde yaşam, 1950’li yılların sonlarına kadar devam etmiştir. Ancak ikinci Dünya Savaşı'nın ardından yaşanan toplumsal ve ekonomik değişimler, şehirdeki yaşam biçimini değiştirmiştir. Hızlı nüfus artışı ve buna bağlı olarak artan konut talebi, geleneksel Ankara evleri yerini apartmanlara bırakmıştır. Bağa göçme geleneği ise modernleşmenin ve kentsel dönüşümün bir sonucu olarak zamanla ortadan kalkmıştır.
Günümüzde ise geleneksel Ankara evlerine örnek olarak Ankara Kalesi eteklerinde ayakta kalan birkaç bağ evi bulunmaktadır. Bu evler, Ankara'nın 19. ve 20. yüzyıl başlarındaki fiziksel ve sosyal özelliklerini gözler önüne sermektedir.
ABİDİN DİNO'NUN FIRCASINDAN ANKARA EVİ ÇİZİMİ
Türk resim sanatının öncülerinden biri olan Abidin Dino, Ankara'nın tarihi bağ evlerini sanatına konu etmiştir. Dino’nun "Ankara Evi" çizimi, Ankara'daki hımış yapıları betimleyen önemli bir eser olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu yapılar, ahşap iskeletin arasına kerpiç tuğlaların yerleştirildiği geleneksel Türk mimarisinin bir parçasıdır. Dino, resimlerinde bu yapıları tüm detaylarıyla işlerken, evlerin dış cepheye yansıyan karakteristik özelliklerini de gözler önüne sermektedir. Özellikle ahşap çaprazlamalar, eliptik bacalar ve ahşap bindirmeler, Dino'nun eserinde dikkat çeken unsurlar arasında yer almaktadır.
GÜNÜMÜZDE ÖERNEKLERİ HALEN VAR
Bugün hala Ankara’nın kale bölgesinde bu geleneksel evlerin birkaç örneğini görmek mümkündür. Dino’nun çizimleri ise bu mimari mirasın görsel belgeleri olarak Ankara tarihine ışık tutuyor.