Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, AB büyükelçilerinin yıllık konferansının açılış konuşması esnasında , Orta Doğu'daki durum, Rusya ve Çin başta olmak üzere Avrupa'nın önündeki dış politika meselelerini konu aldı.

İsrail-Filistin meselesinin, sahada her geçen yıl giderek kötüleşmesine karşın Batılı ülkeler de dahil olmak üzere, herkesin bunu görmezden geldiğine dikkat çeken Borrell, Arap ülkeleriyle İsrail arasında son yıllarda yapılan anlaşmaların bölgeye barış ve istikrar getireceğine inanıldığını fakat bunun gerçekleşmediğinine işaret etti.

Borrell konuşmasına şöyle devam etti:
"(Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı) Jake Sullivan gibi biri bile 7 Ekim'den önce bölgenin on yıllardır hiç bu kadar sakin olmadığını söyledi. Bu tür bir körlüğü nasıl izah edebiliriz? Bu çelişkileri nasıl yorumlayabiliriz? İsrail-Filistin çatışması, artık bir İsrail-Arap çatışması değildir ve bu bir dönüm noktasıdır. Şu anda oluşmakta olan şey, dinlerin veya medeniyetlerin savaşıdır. Dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sözlerini dinliyordum. Kendisi Batı'ya seslenirken, 'Bir kez daha hilal ve haçlı savaşını mı istiyorsunuz?' diyordu. Bunlar çok güçlü ifadeler. Bu çatışmayı önlemek için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız."

İsrail bu kez Lübnan'ın başkenti Beyrut'u vurdu! İsrail bu kez Lübnan'ın başkenti Beyrut'u vurdu!

İsrail'in kendisini savunma hakkının altını çizen Borrell, bunun uluslararası hukuk içinde yapılması, sivillerin korunması gerektiğini tekrar etti. Borrell, "İnsani maliyet görmezden gelinirse durum eninde sonunda tersine tepebilir" diye konuştu.

Avrupa'nın bu çatışmayla ilgili 3 sorumluluğu bulunduğunu kaydeden Borrell, bunlardan ilkinin "sağlam ama dengeli" bir tutum takınmak ve çatışmanın Avrupa'yı etkilemesini önlemek olduğunu söyledi. Borrell, sadece Fransa'da 7 Ekim'den sonra 1000 Yahudi karşıtı eylem tespit edildiğini aktararak, "Yahudi karşıtı ve İslam karşıtı eğilimler kabul edilemez. Bununla mücadele edilmelidir" ifadesine yer verdi. İkinci olarak çatışmalara insani ara verilmesi için çalışmaları gerektiğini vurgulayan Borrell, Gazze'ye insani yardımların ulaştırılmasının önemine dikkat çekti.

Borrell, "İsrail, Filistin yönetimi, Arap ülkeleri, Avrupa Birliği, Türkiye, ABD ve geçmişte önemli bir rol oynayan Norveç'in dahil olduğu bir siyasi sürecin modaliteleri belirlenmelidir. Bu iki devletli çözüm için son şanstır. Eğer başaramazsak şiddet ve nesiller boyunca nefret sarmalı içinde oluruz. Bu önümüzdeki en büyük jeopolitik zorluktur" diye konuşmasını sürdürdü.

Borrell, açıklamasında, Rusya-Ukrayna Savaşı'na da değinerek, Ukrayna'yı desteklemenin önemine dikkat çekti.

"Ukrayna kaybederse biz de kaybederiz" diye konuşan Borrell, Orta Doğu'daki krizin Ukrayna politikalarına etki yaptığını söyledi. Borrell, Orta Doğu politikaları nedeniyle Ukrayna'ya verilen uluslararası desteğin çifte standart uygulandığı sebebiyle eriyebileceğini, bunu ABD yönetimine de ilettiğini kaydetti.

Editör: Sedef Hızlı