Endüstri. Aslında aklımıza hep sanayileşmiş üretim gelir. Ama çağımızın en büyük endüstriyel sorunu kültürün elimizde olmadan ve fark etmeden bu endüstriyi kullanılarak bize entegre edilmesi…
Nedir bu kültür endüstrisi diyecek olursanız Frankfurt Okulu kurucularından Horkheimer ve Adorno’nun şuan içinde bulunduğumuz modern hayatın birey ve kültür üzerinde olan etkisini açıklamaya çalıştığı kavramdır.
Fabrikalaşan kültür!
Kültür, çeşitliliktir aslında ama size de sürekli aynı şeyleri izliyoruz, aynı şeyleri okuyoruz gibi gelmiyor mu?
-Bana geliyor.
Ben son dönemlerde kendi içimde bunun sıkıntısını fazlasıyla yaşıyorum. Kültür de fabrikalaşıyor. Artık yapımcıların amacı izlediğimiz filmlerde, dizilerde gündelik algı dünyasının aynısını yaratmaya çalışmak. Öyle olunca da dışarıdaki sokakları, az önce izlediği filmin devamı olarak algılayan izleyiciye bu bildik deneyimi sunmak adeta yapımcıların kuralı haline gelmiş gibi. Tabi ki bunları takip etmek düşünme yetimizi kaybettiğimiz anlamına gelmiyor ama başarıya ulaşmalarına da engel olmuyor. Sadece manipülasyonun gerçek yüzünü görüp, sunulan şeye eleştirel bir mesafede durabiliyoruz.
Medyanın ilerlemesi, tabi ki sermayenin genel yasalarından kaynaklanmıştı. Zaten kültür endüstrisi de bu nedenle liberal endüstrisi ülkelerinden çıkmıştır. Bu ülkelere özgü olan tüm medya, özellikle sinema, radyo, caz müziği, magazin basını büyük başarılarını bu ülkelerde ilan etmiştir. Çok önceye baktığımız zaman da eğlenceli vakit geçirmek amacıyla gerçekleşen, kültür endüstrisinin tüm unsurlarının varlığından bahsedebiliriz.
Reklam
Kültür endüstrisinin temel besini reklamdır. Reklamlardan etkilenmediğinizi düşünüyorsanız yanılıyor olma ihtimaliniz çok yüksek. Daha dikkatli düşündüğünüz zaman reklamın kültür endüstrisindeki zaferini anlayabilirsiniz. Sizce ihtiyacımız olmasa da dördüncü ya da beşinci bir pantolonu neden alıyoruz? İşte burada reklamın zaferi devreye giriyor. Bizler yani tüketiciler bunu bilsek bile bastırılması zor bir istek duygusuyla kültür metalarını almaya, kullanmaya, izleyemeye devam ediyoruz. Edeceğiz de…