Osmanlı İmparatorluğu'nun modernleşme adımlarından biri olan Mızıka-i Hümayun, Mehterhane-i Hümayun’un yerini alarak Türk müziğinin askeri ve klasik müzikle olan bağlarını güçlendirdi. 1828 yılında İtalyan müzik adamı Donizetti Paşa’nın önderliğinde kurulan bu askeri bando, Batı müziği geleneğini Osmanlı sarayına taşıdı.
Mızıka-i Hümayun, Türkiye Cumhuriyeti’nin sanat mirasının önemli bir unsuru haline gelerek 1957’de çıkarılan özel kanunla Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın (CSO) çekirdeğini oluşturdu.
CUMHURİYET TARİHİNİN ÖNCÜSÜ
Cumhuriyetin ilanından sonra Mustafa Kemal Atatürk’ün 1924 yılında verdiği emirle Ankara’ya taşınan orkestra, halkın kültür ve sanat seviyesini yükseltme misyonuyla öncü bir sanat kurumu haline geldi. "Riyaseti Cumhur Filarmoni Orkestrası" adıyla onurlandırılan CSO, aynı zamanda Cumhuriyet tarihinin ilk müzik kurumu olarak Türkiye'nin sanat sahnesinde yerini aldı.
1930’lu yıllarda, Paul Hindemith ve Ahmed Adnan Saygun gibi isimlerin katkılarıyla daha da güçlenen CSO, Ernst Praetorius’un daimi şefliğinde repertuvarını genişletti ve uluslararası arenada sanat seviyesini en üst noktaya taşıdı. Bugün CSO, çok sesli müzik kültürünü en yüksek düzeyde temsil etmeye ve Türkiye’nin kültürel zenginliklerini dünyaya tanıtmaya devam ediyor.
Üzerinden yıllar geçmesine rağmen yenilenen binasıyla çok daha özgün ve dikkat çeken CSO Ada Ankara, kültür-sanat meraklıların vazgeçemediği mekanlar arasında yerini alıyor.